Etiket arşivi: Pazarlama

Düşünmeden yapmamak lazım!

Bazı karmaşık işler ya da projelerde bir yol ayrımına geliriz: “Sadece yap gitsin” ya da “Önce biraz düşünelim”. “Sadece yap gitsin” yolu kısa ve kestirme bir yol olarak tercih edilebilir fakat nadiren böyle bir kararı vermede kesin ve net oluruz.

Ahmet duyacağını duymuştu. “Yani benden 3 hafta daha ekstra zaman istiyorsun. Ve bu 3 hafta sonunda diğer binalara başlayacaksın. Öyle mi?”

“Evet” dedi Galip. “Proje süresince her hafta bir şeyleri kesmek ve kısmak yoluna gidince belli bir noktada patladık. Bu kadar zorlamamalıydık, sineğin suyu çıkmayınca her şey aksadı. Kalan işleri tekrar gözden geçirip planladığımızda ise böyle bir durum ortaya çıktı.”

Galip, her şeyi bir an önce yapmaktansa bir süre nefes alıp doğru bir plan çıkarmanın doğru olacağını düşünüyordu. Böylelikle gerçekten üzerinde durulması gereken önemli işlerin atlanmayacağını ve çabuk bitirme hevesinin getireceği gecikmeyi ve parasal riskleri böyle aşabileceğini düşünüyordu.

Mühendis kökenliler düşünme ve planlama konusunda ağır basarken pazarlamacı taraf daha aksiyondan yanadır. Aslında organizasyon bu iki grup arasındaki dengeyi yakalayabilmişse çok iyi kararlar alarak ilerliyor, diyebiliriz. Eğer denge yoksa, bir güç çatışması var demektir ve şöyle şeyleri sık duyarsınız “Bize bunu boşuna yaptırdılar, ne pazarlıyorlar ne de ürün tuttu” “Zaten hiç bir şeyi zamanında yetiştiremezler” “Sen sadece benim istediğimi yap beni sorgulama” vb.

Yukarıda resmi olan Çin Kapanı diye bir oyuncak var. Boş bir çubuğun iki tarafından parmağınızı sokup çıkarmaya çalışırsanız çıkaramazsınız. İçeride sıkışan hava hangi parmağınızı çekmek isterseniz onu içeride tutup diğerini içeri çekecektir. Eğer yukarıdaki gibi bir çatışma söz konusu ise parmaklar çubuğa sokulmuş demektir.

Eğer parmaklarınızı aynı anda içeri doğru ittirip boruyu genleştirebilirseniz kurtulma şansınız vardır. Yani ihtiyacınız olan koordinasyon ve işbirliğidir. Aslında bu bir yandan da “aklın yoludur”. Eğer yapmazsanız çubuğa mahkum kalırsınız.

Peki o halde anlaşıp, koordinasyon ve işbirliği içerisinde sonuca gidileceği “aklın yolu bir” ise neden çatışıyoruz?

Her projede pazarlama ve teknik taraf çubuğun bir tarafından parmaklarını sokarlar. Pazarlama bir an önce başlasın diye parmağını çektikçe teknik taraf biraz daha bekleyelim, düşünelim diye direnç gösterir. İşte gereksinimlerin ve gerekliliklerin tanımlandığı projenin bu aşaması en kritik aşamalardan biridir.

Projenin devamı da aynı şekilde ilerler. Pazarlama bir an önce lansmana başlamak ister teknik taraf testleri tamamlamak ister. Acele edip lansmana başlayan pazarlama tarafı hata bulduğunda teknik tarafa iyi test etmediği eleştirisi ile gelir.

Şimdi bir çubuk alın ve onu masanızın üzerine koyun. Herhangi bir konuda karar vermeden önce yukarıda dediğim örneği düşünerek olayı canlandırın ve kararlarınızı öyle vermeye çalışın.

Pazarladığın kadar varsın!

Dünya pazarlama dünyası. Yazdığınız kitap ne kadar iyi olsada, ürününüz ne kadar faydalı olsada pazarlamadığınız sürece benimsenmesini sağlayamazsınız. Pazarlama gerçek bir uzmanlık ve siz kibirinizi, pasifliğinizi, çekingenliğinizi ve korkularınızı ortadan kaldırmadan kolay kolay başaramayacağınız bir şey.

İster blogunuzu pazarlayın, ister kitabınızı ister ürününüzü. Aşağıdaki önerilerim mutlaka işinize yarayacaktır;

Eski arkadaşlarınıza ve tanıdıklarınıza bir tanıtım mesajı gönderin. Tanıtım mesajı mutlaka ve mutlaka ürünün, servisin faydalarını içermelidir. Ve onlarında bu mesajı işine yarayacaklarını düşündükleri kendi arkadaşlarına göndermelerini rica edin.

Eski kartvizitleri toparlayın. Email adreslerini bir yerde toparlayın. Onlara kendinizi hatırlatacak kısa bir giriş yazısından sonra ürününüzü tanıtan mesajınızı ve iletişim bilgilerinizi gönderin.

Mutlaka ürün ya da servisinizle ilgililenebilecek yerlere mesaj gönderin. Ör. Yazdığınız kitabı pazarlayacaksanız tüm gazete kitap eklerinin editörlerine, yayınevlerine, dağıtımcılara, kitabevlerine, üniversitelere, okullara, derneklere gönderebilirsiniz. Mesajın altına mutlaka iletişim bilgilerinizi ve nasıl sipariş verilebileceğini yazmayı unutmayın.

Tebrik mesajı gönderimi ile kendinizi ve şirketinizi hatırlatabilirsiniz. Tanıdıklarınızın, onların çocuklarının ve müşterilerinizin doğum günlerini alın ve kutlama mesajı gönderin. Anne, baba, öğretmen olduğunu bildiğiniz kişilerin anneler, babalar, öğretmenler gününü kutlayın.

Sadece belli kişilere özel indirim ya da benzeri uygulamalar yapın. Okumaya devam et

İş dilinde konuşmamak

Burak sabah koşusunu yaparken aklına internet üzerinden satışları artıracak iyi bir fikir gelmişti. Bu fikrin bir maliyetinin olacağını ve bu harcamayı onaylayacak bazılarının bu fikre karşı çıkacağını biliyordu

“Üstesinden gelebilirim” diye düşündü “Üstelik markamız ve imajımız açısındanda çok işe yaracak bir şey”

Bir hafta sonra ilgili yönetcilere fikrini anlatan bir sunum yaptı. Önerdiği değişiklikleri açık ve net bir şekilde anlattı. İyi bir analiz ile kendi markalarının rakip markalarla olan durumunu irdeledi.

Herkes nazikçe dinlemiş, azda olsa ilgilerini gösterir birkaç soru sormuşlardı. Finans Direktörü Füsun ona gelecek hafta döneceklerini söyledi.

Heyecanlı bekleyiş sonrasında Füsun bu öneriye bütçe ayıramayacaklarını belirtti.

“Şu anda internetten satışlarımızı artırmak birinci önceliğimiz değil” dedi.

Burak çok bilinen bir hata yapmıştı: Yöneticilerinin istediği dilde konuşmamış onların değer verdiği şeylere odaklanmamıştı.

Burak eğer iş dilinde konuşsaydı başarma olasılığı daha yüksek olacaktı. Örneğin “Internet sitemizin yapısı sebebi ile gelen müşterilerimizin %30’u hiç bir şey almadan siteden çıkmaktadırlar. Bunun anlamı kişi başı 100 YTL’den her ay 100.000 YTL kayıp anlamına gelmektedir.” Eğer bu şekilde satış kaybını sunumunun merkezine koysaydı tüm ilgiyi yakalayabilirdi.

Ne yapmak lazım?

Yapacağınız pazarlama aktivitelerinden çok sonuca odaklanmak. Eğer pazarlama odaklı kişilerle konuşmayacaksanız pazarlama materyallerinede ihtiyacınız yoktur. Yapacağınız her işin sonuçlarını sunacak şekilde hazırlanmanız gerekir. Örneğin öneriniz yeni bir tip broşür ise bunu talep ederken bu broşürü satışları artıracağı, satış artışının nakit girişini hızlandıracağını ve böylece firmanın yıl sonunda hissedarlarına söz verdiği gibi %3 büyüyeceğini belirtmeniz gerekir.

Pazarlama aktivitelerinizi önceliklendirmenizde çok önemli. En büyük katkı sağlayacak olanları öne çekmeniz lazım. Elinizdeki kısıtlı kaynakları doğru kullanmanız çok önemli.

Doğru yerde doğru kararı alıp almadığınızı test edin. İddia etiğiniz sonuçlara ulaşıp ulaşmadığınızı neden ulaşamadığınızı mutlaka izlemelisiniz. “Doğru öngörü” iş dilinde konuşmanın anahtarıdır. Sakın iş dilinde konuşmak “kafadan atmaktır” diye yanılmayın.

Diyelimki bir gazete içi ilan vermek istiyorsunuz. Şöyle diyebilirsiniz ama doğru olmaz: “Gazete içi ek için 50.000 YTL harcayacağız”. Bunun yerine aynı şeyi söyle söyleyebilirsiniz: “ Gazete içi ek’e yapacağımız 50.000 YTL yatırım ile %10’luk bir geri dönüş sağlamayı planlıyoruz.”

Burada bitmiyor tabiki. Her şey birbirine bağlı. Borsacılar ise analizleri, raporları okurlar sizin pazarlama aktivitelerinizi izlerler ve bunu finansal bir dile dönüştürürler. Örneğin “Agro firması yeni çıkardığı X markası ile pazarda %3’lük bir pay hedefliyor. Bu aynı zamanda yeni reklam kampanyasına başlamış olan Y firmasının hisselerinde de hissedilir bir düşüş yaşanacağı mesajını veriyor” gibi.

Eğer iş dilini doğru kullanırsanız sizden başlayıp diğer kurumlara kadar giden doğru bir dalga yaratma şansınız yüksek olur.

Para kazandıracak cin fikirler – 3

Hep alışageldik yollarda kayboluyor insan. Belkide tam gözünün önündeki kapıyı göremiyor çıkmak için aydınlığa. Ben cin fikirler vererek belki sizlerdeki yaratıcılığı tetiklerim umuduyla paylaşıyorum bunları. Sakın kısa yoldan köşe dönme yolları diye yanlış anlaşılmasın aksine hepsi ciddi bir gayret ve çaba gerektiriyor. Ama yoruldum bakalım 4. yazı çıkacak mı merak ediyorum.

Bisikletle Şehir turu

Belki İstaNBUL için çok doğru bir öneri değil ama birçok şehrimizin coğrafi yapısı bisiklet turuna uygundur. Bir tur rehberi ile birlikte turistler bisiklet ile şehir turuna çıkarılabilir.

Bisikletlere reklam almak ve vermek

Bisiklet kullanımın yaygın olduğu yerlerde bisikletlere reklam alınabilir. Bisikletin orta gidonu ile pedal arasına yada arkasına alınabilir.

Eski bisikletlerden kiralamak

Nereden bulunur bilmiyorum ama eski model bisikletlerden bulsanız(ön küçük arka büyük tekerlek yada çift kişilik bisikletler vb.) ve bunları kiralasanız. Hatta zamanla eski araba kiralamaya kadar gidebilecek bir iş.

Eğlence danışmanlığı

İstanbul’da yavaş yavaş duyulmaya başlayan bir meslek. Bu danışmanlar evlilik yıldönümünüzde yada doğum gününüzde size güzel programlar hazırlıyorlar. Restaurantta yer ayarlamak, evden araba ile alınmak vb. Hatta evlenme, parti vb. organizasyonlarıda nahatar teslim hazırlayorlar. Her mekandan, mekanların menülerinden, nereler inb nereler out gibi bir çok bilgiye sahipler. Eğer böyle bir bilgi ve ilginiz var ise neden sizde eğlence danışmanı olmayasınız.

Yöneticiler için özel şoför

Bazen yöneticiler yada iş adamları belirli yerlere gitmek için şoför kiralamak isteyebilirler. Bir takım elbise ile ihtiyaç duyulduğunda şoför sağlama hizmeti verilebilir.

Otobüs’te spor salonu

Tır kamyonlarındaki dürümcüler çok tuttu. Artık her yerde görebiliyoruz. Eski bir otobüsü alıp içine koşu bandı ve birkaç spor aleti koyup deniz kenarında bir fitness salonu açmaya ne dersiniz? Hem her tarafı cam olduğu için fitness yapanlar sıkılmayacak hemde sporlarını yapmış olacaklar

Araba Oteli

Diyelimki tatile gideceksiniz. Arabanızı bırakabileceğiniz güvenli bir yer olsa. Hatta temizleyip arada bir çalıştıracak olsalar. Sadece uzun süreli yolculuklar için kiralanabilecek bir otopark projesi.

Şahsi araba kiralama

Yasal tarafını kestiremiyorum ama kendi arabanızı kiralayabileceğiniz bir model fena olmazdı değil mi?

Kadınlara özel taksi

Özellikle bayanların kendilerini rahat hissetmeleri ve güvende olmaları amacıyla bayan şoförlü ya da sadece bayanlara hizmet verilebilir.

14 yaşında nasıl dolar milyoneri oldu?

Farrah Gray 6 yaşında ailesine finansal açıdan destek olmaya başladı, ilk milyon dolarına 14 yaşında sahip oldu. Amerika’nın en çok konuşulan simalarından birinin başarı hikayesini ve ipuçlarını sizinle kısaca paylaşmak istiyorum.

O, Şikago’ nun güney bölgesindeki düşünce tarzlarını değiştirdi. 21 yaşında Urban Influence dergisi tarafından kendi başına milyoner olan lider bir girişimci olarak keşfedilen Farrah Gray, Allan Üniversitesinden onursal doktorasını aldı.

Şimdi kafa kazınmış, pahalı elbiseler, Las Vegas ve New York’ta ofisler, 21 yaşında birine göre çok daha büyük bir konuşma tarzına sahip. “ Nasıl bu kadar parayı kazandın? ” dediklerinde ilk yanıtı: “ Annemin çok fazla çalışmasından etkilendim ” diyor.

” Ben yatarken o kalkıyordu. Ben uyandığımda yine ayakta oluyordu. Ben onun hiç uyumadığını sanırdım. Bir yandan da eğer annem kalp krizi geçirirse ona yardımcı olacak bir şeyler yapmalıyım ” diye düşünürdüm.

İlk önce kendisi için en kolay bulunacak kaynaklara yöneldi: Sokaklardaki taşlar.

Bulduğu farklı ebatlardaki taşları boyuyor, kapı kapı gezip kendini tanıtıyor, boyadığı taşların kağıt ağırlığı, kapı tutucu vb. konularda kullanılabileceğini söyleyerek almalarını istiyordu. Hatta bu zaten benim bahçemdeki taş değil mi diyenlere “ o artık farklı bir taş ” diyordu.

Farklı alanlarda kullanımı olan şeylerin satışından çok şey öğrendi. Annesi ona çanta almadığında dünyanın en küçük CEO’su olarak beslenme çantasını ilk kez bir iş çantası olarak o kullandı.

Neler yaptı?

Yaş 6, Farrah Gray kapı kapı vücut losyonu sattı. Tanesi 1.5 $

Yaş 7, 21. yy’ın CEO’su yazan kartvizit yaptırdı

Yaş 8, Şikago’da, UNEEC (Urban Neighborhood Economic Enterprise Club) kurdu. Komşular arası ekonomik işbirliği.

Yaş 9-10, Her Cumartesi gecesi Las Vegas’ta 12 milyon kişinin dinlediği “Backstage Live” adlı radyo show’unu yaptı.

Yaş 12, Ulusal bazda $5,000 – $10,000 alarak konuşmalar yapmaya başladı.

Yaş 13, New york’ta gençlere yönelik Farr-Out Gıda’y ıaçtı.

Yaş 14, Bu gıda şirketi 1.5 milyon dolarlık satış yaptı. New Early Entrepreneur Wonders (NE2W) adlı öğrenci girişimcilere yönelik fonu kurdu.

Yaş 15, 1 milyonluk daha yiyecek sattı Farrah Gray Vakfını kurdu ABD Ticaret Bakanlığı Azınlıklar İş Geliştirme birimine danışmanlık teklif etti. Las Vegas Ticaret Odasının en genç danışmanı oldu

Yaş16, INNERCITY dergisini aldı

Yaş 17, Las Vegas’ta bir komnedi show’unun finanse ederek, bu konuda 2. Afro-Amerikan oldu.

Yaş 19, “Reallionaire” kitabını yazdı.

Sandığınızdan daha akıllısınız

Siz aslında patronunuzun, arkadaşlarınızın ya da şirketinizin sandığında daha akıllısınız. Ve tabii ki size her gün bir şeyler satmaya çalışan pazarlamacılardan da…

Seth Godin’in aşağıdaki yazısı sanırım sizinde hoşunuza gidecek:

“Yıllarca okuyucularımın zekası üzerine bahis oynadım. Değişebilenlerin kazanacağını söyledim. Fırsatlara dönen ve alışkanlıklarına saplanmayanların kazanacağını söyledim. Ve kazandım.

Yaşadığım hayata baktığımda bir benzin istasyonunda havai fişek sattığımı görüyorum. Benim kitaplarımı okuyanlar bir sonraki adımda ne neyi nasıl yapacaklarını biliyorlar. Ancak bunu patronları bilmiyor. Ellerinde içi sıkıştırılmış gaz dolu bir çanta var ama bir şey yapamıyorlar.

İşte ben burada devreye giriyorum ve havai fişekleri getiriyorum. Havai fişekler elinizdeki gazın önemine dikkati çekiyor. Fakat burada çok önemli bir şeyi kavrıyorsunuz, herkes her mesajı aynı anlamıyor. Bazıları saatlerce seminer alıp bazıları 2 satır blog okuyup mesajı kavrayabiliyor. Bu yüzden yazdıklarınızın ya da vermeye çalıştığınız mesajların doğru yere gitmesi çok önemli. Bir yandan da her ne kadar doğru şeyler söyleseniz de birileri bunlar içinden kendi işine hiç yaramayacak olanı bulabiliyor, işine yarayacak olanı cımbızla çekip çıkarıyor.

Bizim eğitim sistemimizde ekonominin bir çarkı olmamız istenir. Yani işleyen bir sistemde yerimizi bulmamız. Bu sayede eğitimli çarklar diğerlerinden daha iyi bir yere monte olurlar. Peki son dönemde bu çark olayında neler değişti?

1- Standart çarklara talep azaldı
2- Eğer standart çark pahalanırsa otomatize edilme yoluna gidiliyor
3- Eğer otomatize edilemiyorsa ucuz çarka yöneliniyor
4- Eğer rekabet mecbur ederse firma elindeki çarkları daha ucuza kullanma yolunu arıyor.

Sonuç olarak başkaları tarafından takdir edilen ve beğenilen bir işi yapmak imkansız hale geliyor. O halde kendimiz, ailemiz ve ülkemiz için faydalı olmanın tek yolu: Yeni kurallar oluşturmak

Çimen
Çimen genellikle evlerin önünde ve parklarda karşılaştığımız bir olaydır. 1850 yılında İngiltere’de kullanılmaya başlanması sonrasında dünyaya yayılmıştır. Peki neden çimen ekilir: Oranın değerlendirildiği, israf edilmediği imajını vermek için. Şirketlerin çimenlik ihtiyacı olmamalı ve o alanları mutlaka verimli bir şekilde doldurmalıdırlar.

Şirket içi maksimum
Herkes işyerinde sıfırdan başlar, bir şeyler başarır, kendini gösterir ve giderek yükselir. Fakat her şirkette o kişi için bir “şirket içi maksimum noktası” vardır. Bu konuyu gençler bilmeyebilir ama Peter ilkesi derki “herkes yeteneksizlik seviyesine kadar yükselir” Eğer şirket büyürse bu maksimum noktada yükseleceği için şirketle beraber çalışanın da yükselmesi mümkündür. Birçok kişi şirket içi maksimumdayken pes eder ve başka iş aramaya başlar. Halbuki işi ve şirketi daha yukarıya çıkaracak bir strateji geliştirmek şeklinde yön değiştirmek çok daha kolaydır. Burada hedeflenmesi gereken şirket içi maksimumdan “büyük maksimum”
diyebileceğimiz sektör ya da alanın en iyisi olmaya yönelmektir.

Ne olacak o zaman?
Her gün birçok seçim yaparız. Olumlu düşünmeyi, aktif olmayı, iyi bir şeyler yapmayı seçin. Bu sadece bir seçim meselesi. Neyi istiyorsanız onu seçersiniz. Her şeyi değiştirebileceğinizi unutmayın. Ve şu soruyu
sorun: Neden daha iyi olmasın?

Farzedinki;

  • Bilgisayarınız çok hızlı
  • bloglar yada internet siteleri kapatılmıyor, sansür yok
  • Her yerden her şekilde internet erişimi bedava
  • Bağlantı hızları çok yüksek
  • Herkesin taşıyabileceği bir küçük bilgisayarı var
  • Herşeyin fiyatı çok ucuzlamış
  • İşe alma yaşı 40’a kadar çıkmış
  • İşe girerken askerlik şartı kalkmış
  • Hamilelere 1 yıl ücretli izin başlamış
  • Bir yerlerde size insan gibi davranıldığında şaşırmamaya başlamışsınız