Kategori arşivi: Metodoloji

Proje Yönetiminde V-Modell XT ve ZOPP metodolojileri

V-Modell XT ve ZOPP metodolojileri, özellikle Almanya’da proje yönetimi ve planlama süreçlerinde yaygın olarak kullanılan iki önemli araçtır. Her ikisi de farklı alanlarda kullanılır ve çeşitli özellikleriyle öne çıkarlar.

V-Modell XT:

V-Modell XT, Almanya’da kamu sektörü ve savunma sanayi projelerinde kullanılan bir proje yönetimi ve sistem geliştirme metodolojisidir. İlk olarak 1990’larda geliştirilen bu model, özellikle yazılım geliştirme ve sistem entegrasyonu projeleri için tasarlanmıştır. Ancak, zamanla farklı alanlara da uyarlanmıştır.

V-Modell XT’nin temel özellikleri şunlardır:

  • Modüler Yapı: Projeler, aşamalara bölünür ve her aşama bağımsız olarak yönetilebilir. Bu, projelerde esneklik sağlar.
  • Uyarlanabilirlik: Proje boyutuna ve karmaşıklığına göre modelin unsurları uyarlanabilir. Küçük projeler için sadeleştirilmiş versiyonlar, büyük projeler için ise kapsamlı yöntemler kullanılabilir.
  • Kalite Yönetimi: Her aşamada kalite güvencesi sağlamak için net tanımlı süreçler ve kontroller yer alır.
  • Kamu Projeleri İçin Uygun: Özellikle kamu sektörü projelerinde kullanılan bu model, hukuki ve düzenleyici gereksinimlere uyumlu bir yapıya sahiptir​

V-Modell XT, adından da anlaşılacağı gibi (XT: eXtended), klasik V-Modell’in genişletilmiş bir versiyonudur. Bu model, süreç odaklıdır ve proje yaşam döngüsü boyunca her bir faaliyetin belirlenmesine yardımcı olur.

ZOPP (Zielorientierte Projektplanung):

ZOPP, Almanca “Zielorientierte Projektplanung” (Hedef Odaklı Proje Planlama) ifadesinin kısaltmasıdır. 1980’lerde Almanya’daki GTZ (Alman Teknik İşbirliği Kurumu, şimdi GIZ olarak bilinir) tarafından geliştirilmiştir. Bu metodoloji, özellikle kalkınma projeleri ve uluslararası yardım projeleri için kullanılır.

ZOPP metodolojisi, projelerin planlanmasında katılımcı bir yaklaşım benimser ve şu temel özelliklere sahiptir:

  • Mantıksal Çerçeve Yaklaşımı: Proje hedeflerinin ve bunların gerçekleştirilmesi için gereken adımların belirlenmesine odaklanır. Her proje aşamasında neden-sonuç ilişkileri ve riskler analiz edilir.
  • Katılım: Proje planlama sürecine, paydaşlar ve proje yararlanıcıları dahil edilir. Bu, projenin başarı şansını artırır.
  • Hedeflere Odaklanma: ZOPP, projenin net hedeflere yönelmesini ve bu hedeflerin sürekli gözden geçirilmesini sağlar.
  • Proje İzleme ve Değerlendirme: Proje sürecinde, hedeflere ulaşılması için yapılan faaliyetlerin sürekli olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi teşvik edilir​

ZOPP, özellikle karmaşık ve çok paydaşlı projelerde kullanışlıdır ve paydaşlar arasında açık iletişim ve iş birliğini teşvik eder.

Bu iki metodoloji, farklı alanlarda proje yönetimi uygulamalarına yardımcı olmak için geliştirilmiştir. V-Modell XT daha çok teknoloji ve sistem geliştirme projelerinde, ZOPP ise kalkınma ve yardım projelerinde tercih edilmektedir.

Kaynaklar

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

 

Kurum Kültüründeki Eksiklikler veya Yanlışların Proje Yönetimini Engellemesi

Proje yönetimi, organizasyonların stratejik hedeflerine ulaşmalarında önemli bir rol oynar. Ancak, kurum kültüründeki belirli eksiklikler veya hatalar, proje yönetiminin etkili bir şekilde uygulanmasına ciddi engeller teşkil edebilir.

  1. Net Vizyon ve Stratejinin Olmaması

Projelerin başarılı bir şekilde yönetilebilmesi için, organizasyonun genel stratejisi ve vizyonu net bir şekilde tanımlanmış olmalıdır. Aksi takdirde:

  • Belirsiz Amaçlar: Projelerle hangi hedeflere ulaşılacağı net olmadığında, proje ekibi motivasyonunu kaybedebilir ve projelerin anlamı sorgulanır.
  • Yönlendirme Eksikliği: Kurum stratejisinin belirsiz olması, proje ekiplerinin hangi önceliklere odaklanacağını belirlemekte zorlanmasına ve kaynakların yanlış yönlendirilmesine neden olabilir.
  1. Proje Yönetimine Yeterli Destek Vermeyen Liderlik

Proje yönetiminin başarısında liderlik büyük önem taşır. Ancak kurum kültürü, liderlerin projeleri yeterince desteklememesi veya proje yönetimine önem vermemesi durumunda olumsuz etkilenir:

  • Yetersiz Üst Yönetim Desteği: Üst yönetimden yeterince destek alamayan proje ekipleri, karar alma süreçlerinde sorun yaşayabilir. Bu durum, proje hedeflerine ulaşmayı zorlaştırır ve ekiplerin moralini düşürür.
  • Yetkilendirme Eksikliği: Liderlerin çalışanlara yeterli sorumluluk ve yetki vermemesi, proje ekiplerinin inisiyatif almasını engeller. Bu da proje süreçlerinde ilerleme kaydedilmesini güçleştirir.
  1. İletişim Eksiklikleri ve Bilgi Paylaşımının Yetersizliği

Etkili iletişim, proje yönetiminin en önemli unsurlarından biridir. Kurum kültüründe iletişim eksiklikleri olduğunda proje yönetimi de bundan olumsuz etkilenir:

  • Bilgi Akışının Kopukluğu: Proje ekipleri arasında veya ekip ile üst yönetim arasındaki iletişimin eksik olması, bilgi paylaşımını aksatır ve proje sürecindeki belirsizlikleri artırır.
  • Katı Hiyerarşi ve Şeffaflık Eksikliği: Katı bir hiyerarşik yapı nedeniyle, proje ekipleri arasında yeterli bilgi paylaşımı sağlanamaz ve ekip üyeleri sorunlarını dile getirmekte zorlanabilir. Bu durum, proje süreçlerinde problemlerin büyümesine ve geç çözülmesine yol açar.
  1. Değişime Karşı Direnç

Projeler genellikle değişimi ve yenilikleri beraberinde getirir. Ancak kurum kültüründe değişime karşı bir direnç varsa, bu durum proje yönetimini uygulamayı zorlaştırır:

  • Değişime Kapalı Kültür: Çalışanların ve yöneticilerin değişimi benimsemekte zorlandığı durumlarda, projelerin başarıya ulaşması güçleşir. Yeni süreçlerin ve teknolojilerin kabul edilmemesi, proje hedeflerine ulaşılmasını engelleyebilir.
  • Risk Almaktan Kaçınma: Değişim yönetimi zayıf olan kurumlar, risk almaktan kaçınır ve bu da yenilikçi projelerin hayata geçirilmesini zorlaştırır.
  1. Yetkinlik Gelişimine ve Eğitime Yeterince Önem Verilmemesi

Proje yönetiminin başarısı, ekip üyelerinin bilgi ve becerileri ile doğrudan ilişkilidir. Kurum kültüründe çalışan gelişimine yeterince önem verilmediğinde:

  • Eğitim ve Yetkinlik Eksikliği: Proje yönetimi konusunda yeterli eğitime ve yetkinliğe sahip olmayan çalışanlar, projeleri etkin bir şekilde yönetmekte zorlanır ve hataların artmasına sebep olabilir.
  • Sürekli Öğrenme Kültürünün Olmaması: Öğrenmeye ve gelişime yeterince değer vermeyen bir kurum kültürü, proje ekiplerinin yetkinliklerini artırmasını engeller ve yeniliklere uyum sağlamakta zorlanmalarına neden olur.
  1. Takım Çalışması ve İşbirliğini Desteklemeyen Ortam

Proje yönetimi, genellikle ekiplerin bir arada çalışmasını gerektirir. Ancak takım çalışmasını desteklemeyen bir kurum kültürü, proje yönetimi süreçlerinde büyük bir engel oluşturabilir:

  • Bireyselcilik ve Rekabetçi Kültür: Kurum kültüründe iş birliği yerine bireysel başarıya ve rekabete dayalı bir anlayış varsa, proje ekipleri arasında iş birliği sağlanamaz ve bu durum proje hedeflerine ulaşmayı zorlaştırır.
  • Takım Ruhu Eksikliği: Takım çalışmasının ve ortak hedeflere ulaşmanın yeterince teşvik edilmediği ortamlarda, ekip üyeleri arasında güven eksikliği yaşanır ve çatışmalar artabilir.
  1. Yetersiz Kaynak Planlaması ve Dağıtımı

Kurum kültüründe proje yönetimine yeterince önem verilmemesi, kaynakların yetersiz veya plansız kullanılmasına neden olabilir:

  • Kaynak Kısıtları ve Dengesiz Dağılım: Projeye gerekli olan kaynakların yeterli miktarda ayrılmaması, projelerin hedeflenen süre ve bütçe dahilinde tamamlanmasını güçleştirir.
  • İş Yükünün Adaletsiz Dağılımı: Proje yönetiminde iş yükünün dengeli bir şekilde dağıtılmaması, çalışanlar arasında stres ve çatışmalara neden olabilir ve bu da proje performansını olumsuz etkiler.
  1. Çatışma Yönetimi Eksikliği

Proje yönetimi sürecinde ortaya çıkan çatışmaların etkin bir şekilde yönetilmesi, kurum kültürünün sağlıklı olmasına bağlıdır. Çatışma yönetiminin zayıf olduğu durumlarda:

  • Çatışmaların Kronikleşmesi: Çatışmaların çözülmeden devam etmesi, proje ekipleri arasında huzursuzluk yaratır ve verimliliği düşürür.
  • Çözüm Odaklı Değil, Sorun Odaklı Yaklaşım: Çatışmaların çözülmesi yerine suçlu arama eğilimi, ekip üyelerinin birbirine olan güvenini zedeler ve proje yönetiminin başarısını engeller.

Olumlu bir kurum kültürü, proje yönetiminin etkin bir şekilde uygulanmasını kolaylaştırır. Bununla birlikte, vizyon eksikliği, liderlik desteğinin yetersizliği, iletişim problemleri, değişime direnç, yeterince eğitim verilmemesi, takım çalışması eksikliği, yetersiz kaynak yönetimi ve zayıf çatışma yönetimi gibi eksiklikler ve hatalar, proje yönetimi uygulamalarının başarısını olumsuz etkiler. Bu nedenle, kurum kültürünün geliştirilmesi ve proje yönetimi süreçlerini destekleyecek bir ortam yaratılması, organizasyonların stratejik hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştırır.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Geleneksel Ve Çevik Proje Yönetimi Metodolojilerinin Ortak Noktaları

Geleneksel ve çevik proje yönetimi metodolojilerinin farklı yaklaşımları olsa da, ortak noktaları da bulunmaktadır;

  1. Hedef Odaklılık
  • Hem geleneksel hem de çevik metodolojiler, belirli hedeflere ulaşmak için yapılandırılmış süreçler sunar.
  • Her iki yaklaşım da projenin başarılı bir şekilde sonuçlanması için hedefler belirler ve bu hedeflere odaklanır.
  1. Planlama ve Süreç Yönetimi
  • Tüm metodolojiler, projenin başlatılması, yürütülmesi ve sonlandırılması aşamalarında planlama sürecine vurgu yapar.
  • Geleneksel metodolojiler uzun vadeli planlama yaparken, çevik metodolojiler kısa döngüler ve sürekli planlama ile ilerler.
  1. Kalite ve Süreç İyileştirme
  • Kalitenin sağlanması ve sürekli iyileştirme hedefleri her iki metodolojide de önemlidir.
  • Geleneksel metodolojiler kalite kontrolünü süreç sonuna bırakırken, çevik metodolojiler kaliteyi her iterasyonda sağlama amacı güder.
  1. Kaynak Yönetimi
  • Kaynakların verimli kullanımı her iki yaklaşımda da önem taşır.
  • Geleneksel metodolojiler genellikle kaynak tahsisini uzun vadeli planlarla yaparken, çevik metodolojiler kaynakların esnek yönetimini sağlar.
  1. Proje Paydaşlarının Yönetimi
  • Paydaşların beklentilerinin ve gereksinimlerinin yönetilmesi her iki metodolojide de önemlidir.
  • Çevik metodolojilerde müşteri ile sürekli etkileşim vurgulanırken, geleneksel metodolojiler belirli aşamalarda paydaş katılımını sağlar.
  1. Risk Yönetimi
  • Hem geleneksel hem de çevik metodolojiler risk yönetimi süreçleri içerir.
  • Geleneksel metodolojilerde risk yönetimi proje başlangıcında daha kapsamlı şekilde yapılırken, çevik metodolojilerde her iterasyon veya döngüde riskler gözden geçirilir ve yönetilir.
  1. İletişim ve Ekip İşbirliği
  • İletişim, hem geleneksel hem de çevik projelerde kritik bir unsurdur.
  • Geleneksel metodolojiler belirli iletişim protokollerine dayanırken, çevik metodolojiler sürekli ve esnek iletişimi teşvik eder.
  1. Belgeleme ve Raporlama
  • Her iki yaklaşımda da projenin ilerleyişinin belgelenmesi ve raporlanması önemlidir.
  • Geleneksel yöntemler daha detaylı ve kapsamlı belgelendirme gerektirirken, çevik metodolojilerde belgeleme minimum düzeyde ancak gerekli şekilde yapılır.
  1. Hedef ve Teslimat Zamanlaması
  • Projenin hedeflenen zaman çizelgesine uygun olarak tamamlanması her iki metodolojide de önemlidir.
  • Geleneksel metodolojilerde belirli bir zaman çizelgesi üzerinden çalışılırken, çevik metodolojilerde kısa iterasyonlar ve esnek zaman çizelgeleri bulunur.
  1. Ekip Rolleri ve Sorumlulukları
  • Ekip üyelerinin rollerinin ve sorumluluklarının net bir şekilde tanımlanması her iki metodolojide de önem taşır.
  • Geleneksel metodolojilerde roller daha katı ve hiyerarşikken, çevik metodolojilerde roller esnek ve ekip iş birliğine daha çok dayalıdır.
  1. Müşteri Memnuniyeti
  • Her iki metodoloji de müşteri memnuniyetini sağlama amacına yöneliktir.
  • Geleneksel metodolojilerde müşteri gereksinimleri projenin başlangıcında belirlenirken, çevik metodolojilerde müşteri memnuniyeti sürekli geri bildirim ve düzenlemelerle sağlanır.

Bu ortak noktalar, her iki metodolojinin de proje yönetiminde başarılı olmak için önemli unsurları ele aldığını göstermektedir, ancak farklı yaklaşımlar ve esneklik seviyeleriyle bu unsurları uygulamaktadırlar.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Karmaşık Projeleri Yönetmek

Karmaşık projelerin yönetimi, birçok dinamik ve etkileşimli unsuru içeren bir süreçtir. Projelerin başarılı bir şekilde yönetilebilmesi için bu unsurların dikkatlice ele alınması gerekmektedir.

Çevreyi Tahmin Edebilme

İnsanlar çevrelerini tahmin edebilmek isterler. Proje yönetiminde bu prensip, paydaşların projenizin hayatlarını nasıl etkileyeceğini net bir şekilde görebilmelerini sağlamayı gerektirir. Projenin faydaları ve potansiyel sonuçları hakkında şeffaf ve anlaşılır iletişim, paydaşların projeye olan güvenini artırır.

İnsanlar Makine Değildir

İş gerekçesi oluştururken, sadece verimlilik ve üretkenlik artışlarını vurgulamak yeterli değildir. İnsan faktörünü göz ardı etmek, projenin başarısız olmasına neden olabilir. Bu nedenle, projelerde insan merkezli bir yaklaşım benimsemek önemlidir. İnsanların duyguları, motivasyonları ve ihtiyaçları dikkate alınarak proje planları oluşturulmalıdır.

Evrensel Değerler

İnsanların davranışları altı evrensel değere dayanır: dürüstlük, güvenilirlik, cesaret, insan onuruna saygı, adalet ve sevgi. Proje yönetiminde, beklenen faydalar bu değerler üzerinden değerlendirilir. Paydaşların projeye olan güvenini kazanmak ve sürdürebilmek için bu değerlere uygun hareket etmek gereklidir.

Kültürel Mitolojiler

İnsanlar, kültürlerinin bazı yönlerini mitolojilere dayandırırlar ve bu mitolojiler projeyi nasıl algıladıklarını etkiler. Bu nedenle, projenizin gerekçelerini sunarken sadece mantıksal argümanlarla yetinmemek, aynı zamanda paydaşların değer verdiği soyut faydaları da göz önünde bulundurmak önemlidir. Kültürel farkındalık ve empati, projenizin kabul edilme şansını artırır.

Değişim ve Uyumsuzluk

Değişim genellikle uyumsuzluğun bir sonucudur. Bireylerin veya grupların davranışlarını değiştirebilmeleri için, mevcut görüşleri ile ortaya çıkan gerçeklik arasında bir gerilim olması gerekir. Bu gerilim, değişim için bir motivasyon kaynağıdır. Proje yönetiminde, değişimi teşvik etmek için bu uyumsuzluğu anlamak ve yönetmek önemlidir.

Otorite ve Güç

Projelerde ilişkileri güç yerine otorite temelinde kurmak daha etkilidir. Otorite, kuruluş tarafından verilen bir yetki olup, güce dayalı ilişkilerden daha sürdürülebilir ve kabul edilebilirdir. Paydaşların katılımını sağlamak ve projeye olan bağlılıklarını artırmak için otoriteyi kullanmak, projenin başarısında kritik bir rol oynar.

Karmaşık sistemlerin yönetimi, çok yönlü ve etkileşimli bir süreçtir. Bu süreçte, çevreyi tahmin edebilme, insan faktörünü göz önünde bulundurma, evrensel değerlere uygun hareket etme, kültürel mitolojileri anlama, değişimi uyumsuzluk üzerinden teşvik etme ve otoriteyi kullanarak ilişkiler kurma gibi prensipler önemlidir. Bu prensipler, projelerin başarılı bir şekilde yönetilmesine ve sürdürülebilir sonuçlar elde edilmesine katkı sağlar.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Proje Yönetimi Yapmak ve Yapmamak

Proje Yönetimini Uygulamamanın Sebepleri

Firmaların proje yönetimini uygulamamayı tercih etmelerinin çeşitli sebepleri olabilir. İşte bu nedenlerin bazıları:

  1. Maliyet ve Kaynak Sınırlamaları: Proje yönetimi uygulamaları ve araçları genellikle ek maliyet gerektirir. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu maliyetlerin karşılanmasını zor bulabilirler. Ayrıca, yeterli insan kaynağına sahip olmama durumu da bu kararı etkileyebilir.
  2. Yetersiz Bilgi ve Farkındalık: Proje yönetimi hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak ve bu süreçlerin işletmeye sağlayacağı faydalar konusunda farkındalık eksikliği, firmaların bu uygulamalara yatırım yapmamasına yol açabilir.
  3. Kültürel ve Organizasyonel Direnç: Değişim yönetimi, çoğu zaman kurum kültürü ve çalışanların mevcut alışkanlıkları ile çatışabilir. Bu direnç, proje yönetimi uygulamalarının benimsenmesini zorlaştırabilir.
  4. Kısa Vadeli Odaklanma: Bazı firmalar, kısa vadeli kazançlara odaklanarak uzun vadeli stratejik planlamaları ve yapılandırılmış proje yönetimi süreçlerini ihmal edebilirler.
  5. Esneklik Kaybı Endişesi: Proje yönetimi süreçlerinin katı ve bürokratik olabileceği algısı, firmaların esnekliklerini kaybetmekten endişe etmelerine neden olabilir.
  6. Mevcut Başarı: Bazı firmalar, mevcut operasyonel süreçlerle başarılı olduklarını düşündüklerinden, proje yönetimi gibi yeni bir sistemin gereksiz olduğunu düşünebilirler.
  7. Yönetim Desteği Eksikliği: Üst yönetimin proje yönetimi uygulamalarını desteklememesi veya bu tür uygulamalara yeterince önem vermemesi, bu süreçlerin uygulanmamasına neden olabilir.
  8. Ölçek ve Sektör Uyumsuzluğu: Belirli sektörlerde veya küçük ölçekli işletmelerde, proje yönetimi uygulamalarının gereksiz veya aşırı karmaşık olduğu düşünülebilir.

Firmaların Proje Yönetimini Uygulaması İçin Yapılabilecekler

Firmaların proje yönetimini uygulamaya teşvik edilmesi için çeşitli stratejiler ve yaklaşımlar geliştirilebilir. İşte bu süreci desteklemek için yapılabilecek bazı önemli adımlar:

  1. Eğitim ve Farkındalık Artırma:
    • Eğitim Programları: Proje yönetimi konularında eğitim programları düzenleyerek, çalışanların ve yöneticilerin proje yönetimi becerilerini geliştirmek.
    • Başarı Hikayeleri: Proje yönetimi uygulamalarının başarılı örneklerini ve faydalarını gösteren vaka çalışmaları ve başarı hikayeleri paylaşmak.
  2. Üst Yönetim Desteği:
    • Liderlik Katılımı: Üst yönetimin proje yönetimi uygulamalarını desteklemesi ve bu süreçlerin stratejik öncelik olarak belirlenmesi.
    • İletişim ve Motivasyon: Proje yönetiminin önemini vurgulayan iç iletişim kampanyaları ve motivasyon programları geliştirmek.
  3. Kültürel Değişim:
    • Değişim Yönetimi: Kurum kültüründe proje yönetimine yönelik olumlu bir değişim yaratmak için değişim yönetimi stratejileri uygulamak.
    • Ekip Katılımı: Çalışanların proje yönetimi süreçlerine katılımını teşvik ederek, onların bu süreçlere adapte olmalarını sağlamak.
  4. Araç ve Kaynak Sağlama:
    • Proje Yönetimi Yazılımları: Uygun proje yönetimi yazılımlarını ve araçlarını sağlamak, bu araçların kullanımını kolaylaştırmak için eğitimler düzenlemek.
    • Kaynak Tahsisi: Proje yönetimi süreçlerini destekleyecek yeterli insan kaynağı ve finansal kaynak tahsis etmek.
  5. Küçük Başlangıçlar ve Pilot Projeler:
    • Pilot Projeler: Proje yönetimi uygulamalarını küçük çaplı pilot projelerle başlatmak ve bu projelerden elde edilen öğrenimlerle süreçleri geliştirmek.
    • Kademeli Uygulama: Proje yönetimi süreçlerini kademeli olarak uygulamaya koyarak, firmaların bu süreçlere aşamalı olarak adapte olmalarını sağlamak.
  6. Ödül ve Teşvik Sistemleri:
    • Başarı Ödülleri: Başarılı projeleri ve proje yöneticilerini ödüllendirerek, proje yönetimi uygulamalarını teşvik etmek.
    • Performans Teşvikleri: Proje yönetimi süreçlerine katılımı ve başarılı uygulamaları performans değerlendirme kriterlerine dahil etmek.
  7. Dış Kaynak Kullanımı ve Danışmanlık:
    • Danışmanlık Hizmetleri: Proje yönetimi konusunda uzman danışmanlardan destek alarak, firmaların süreçlerini optimize etmelerini sağlamak.
    • Ortaklıklar ve İşbirlikleri: Diğer firmalar ve kuruluşlarla işbirlikleri yaparak, proje yönetimi uygulamalarında bilgi ve deneyim paylaşımını teşvik etmek.
  8. Veri ve Analiz Kullanımı:
    • Performans İzleme: Proje yönetimi uygulamalarının etkinliğini izlemek için performans izleme ve raporlama sistemleri kurmak.
    • Sürekli İyileştirme: Verilere dayalı analizlerle proje yönetimi süreçlerini sürekli olarak iyileştirmek ve optimize etmek.

Bu stratejiler, firmaların proje yönetimi uygulamalarını benimsemelerini ve bu uygulamalardan maksimum fayda sağlamalarını destekleyecektir. Proje yönetimi uygulamalarının başarılı bir şekilde benimsenmesi, firmaların daha verimli, esnek ve sürdürülebilir bir şekilde çalışmalarını sağlayarak uzun vadeli başarılarına katkıda bulunacaktır.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Yaygın Proje Tipleri

Projeler, kuruluşların stratejik hedeflerine ulaşmalarını sağlamak için farklı türlerde kategorize edilir. Bu projeler, kuruluşun ihtiyaçlarına ve stratejik planlarına göre çeşitlilik gösterir. İşte yaygın proje tipleri ve yönetim yaklaşımları:

Yeniden Markalama

Yeniden markalama projeleri, bir kuruluşun adını, imajını, logosunu, pazarlama stratejisini ve reklam temalarını radikal şekilde değiştirmeyi amaçlar. Bu projelerin amacı, hem müşterilere hem de çalışanlara yeni bir mesaj iletmektir. Yeniden markalama projelerinin başarısı somut olmayabilir; bu nedenle güçlü bir üst düzey yönetici desteği gereklidir. Çevik ve yinelemeli bir yaklaşım önerilir; hızlı bir kavram kanıtı oluşturmak ve erken geri bildirim almak için test edilmelidir.

Düzenleme ve Uyumluluk

Düzenleme ve uyumluluk projeleri, kuruluşların yasa, politika ve düzenlemelere uymasını sağlamak için yürütülen zorunlu projelerdir. Bu projeler genellikle yüksek önceliğe sahiptir ve sabit son teslim tarihleri bulunur. Düzenleyici projelerin yönetilmesinde kapsamın düzenleyici konularla sınırlı olması ve ihtiyaç duyulandan fazla işlevsellik eklenmesi gibi zorluklar vardır. Risk yönetimi, bu projelerde kritik bir öneme sahiptir.

Dış Kaynak Kullanımı

Dış kaynak kullanımı projeleri, genellikle BT altyapısı bakımının veya yazılım geliştirmenin üçüncü bir tarafa devredilmesi gibi girişimleri kapsar. Aynı zamanda müşteri hizmetleri, tasarım, pazarlama veya muhasebe gibi teknik olmayan hizmetlerin de devredilmesini içerir. Doğru dış kaynak ortağının seçilmesi ve paydaş yönetimi bu projelerde kritiktir. Proje yöneticisi, dış kaynak kullanımı sürecinde finansal ve ilgili üst düzey liderlerin gerekli özeni gösterdiğinden emin olmalıdır.

Dahili Yeniden Yapılanma

Dahili yeniden yapılanma projeleri, bölümlerin birleştirilmesi veya iş birimlerinin merkezileştirilmesi gibi faaliyetleri içerir. Bu projeler genellikle strateji değişiklikleri veya yeni bir CEO’nun gelmesiyle başlar. Yeniden yapılanma projelerinde paydaş yönetimi önemlidir; çalışanlar değişim sürecinin sebebini anladıklarında daha az direnç gösterirler. Proje yöneticisi, projeyi programa uygun tutmaya odaklanmalıdır.

Organizasyonel Yetenek Geliştirme

Organizasyonel yetenek geliştirme projeleri, kuruluşların ihtiyaç duydukları becerileri, bilgileri, araçları ve kaynakları elde etmelerini sağlar. Bu projelerin faydaları genellikle soyut olup zaman alır. Yöneticiler, bu projelerin amacını ve beklenen faydalarını net bir şekilde tanımlamalı ve ölçülebilir hale getirmelidir. Yönetici sponsorun rolü, projeye olan inancı korumak açısından kritik öneme sahiptir.

Küçülme

Küçülme projeleri, maliyet azaltma ve verimlilik elde etme amacıyla yürütülen projelerdir. Ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde, işletmeler kârlılığı artırmak için küçülmeye başvururlar. Küçülme projeleri, çalışanları işten çıkarmak gibi zorlukları içerir ve paydaş yönetimi açısından karmaşıktır. Güçlü paydaşların direncini azaltmak için onları projeye dahil etmek önemlidir.

Sistem Uygulaması ve Süreç Otomasyonu

Bu projeler, ERP ve diğer yazılımlar, satış gücü otomasyonu, CRM ve insan kaynakları yönetimi gibi sistemlerin uygulanmasını içerir. Yeni teknolojilerin benimsenmesi, kuruluşun doğasını etkilerken, süreçlerin iyileştirilmesini veya otomatikleştirilmesini sağlar. Proje yönetiminde hibrit ve çevik yaklaşımlar kullanılması önerilir. Paydaş yönetimi ve değişim yönetimi, bu projelerde kritik öneme sahiptir.

Uluslararası Genişleme

Yeni bir pazara girmek, sürdürülebilir projeler arasında yer alır ve kültür, mevzuat ve diğer bilinmeyen farklılıklar nedeniyle karmaşıktır. Bu projelerde durum tespiti, pazar araştırması ve iş incelemesinin kapsamlı yapılması önemlidir. Bölgeyi ve kültürel yönlerini anlayan bir proje yöneticisi seçilmelidir. Riskin tanımlanması ve proaktif olarak azaltılması önemlidir.

Birleşme ve Devralmalar

Birleşme ve devralmalar, stratejik sürdürülebilir projelerdir ve önemli karlar elde etmenin hızlı bir yoludur. Ancak, birleşmelerin yarısından fazlası başarısız olur veya beklenen faydaları sağlamaz. Bu projeler, üst düzey liderlerin dikkatini çekmeli ve entegrasyon sürecinde hız ve düzenli ilerleme değerlendirmeleri yapılmalıdır. Hızlı entegrasyon ve liderlik oluşturma, başarı için kritiktir.

Yeni Ürün İnovasyonu

Yeni ürün inovasyonu projeleri, büyümek ve pazar payını korumak için gereklidir. Bu projeler, fikir üretme, ürün tasarımı, pazar araştırması ve pazarlama analizini içerir. Prototip oluşturma ve küçük, çevik ekiplerle konsept test etme önerilir. Bilinmeyenlerin çözülmesi ve belirli bilgilerin geliştirilmesi sonrası resmi projeler sunulmalıdır.

Yeni Teknolojiler

Dijital dönüşüm ve yapay zeka sistemlerinin benimsenmesi gibi projeler, çalışma ve değer sunma şekillerini temelden değiştirir. Bu projeler, süreçler, etkileşimler ve paydaşlar üzerinde geniş etkiler yaratır. Üst düzey liderler, projelerin mantığını ve faydalarını açıkça tanımlamalı ve üzerinde anlaşmalıdır. Hibrit proje yönetimi ve kültürel değişim yaklaşımları önemlidir.

İş Dönüşümü

İş dönüşümü projeleri, stratejiden, iş modelinden veya kültürden diğerine geçmeyi içerir. Üst düzey liderlerin zamanlamayı iyi bilmesi ve yeni işe geçişi yönetmesi kritik öneme sahiptir. Başarısızlık oranları yüksek olsa da, iyi yönetilen dönüşüm projeleri şirketlerin uzun ömürlü ve başarılı olmasını sağlar. Net bir vizyon ve liderlik katılımı gereklidir.

Projelerin türlerine göre kategorize edilmesi, her bir projenin ihtiyaç duyduğu yönetim stratejilerini belirlemede yardımcı olur. Verimlilik, sürdürülebilirlik ve dönüştürücü projeler, kuruluşların farklı ihtiyaçlarına ve hedeflerine hizmet eder. Proje yöneticileri, bu projelerin özelliklerini ve zorluklarını anlayarak, stratejilerini buna göre uyarlamalıdır. Bu sayede projeler, kuruluşların stratejik hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunur.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Projeleri Kategorize Etmek

Projelerin etkili bir şekilde yönetilebilmesi için doğru bir şekilde analiz edilmesi ve kategorize edilmesi gerekir. Bu süreç, projelerin başarıya ulaşması için kritik olan stratejilerin ve kaynakların doğru bir şekilde belirlenmesini sağlar. Projeleri analiz ederken ve kategorize ederken iki ana kriter dikkate alınmalıdır: karmaşıklık ve belirsizlik.

1. Karmaşıklık

Karmaşıklık, bir projenin ne kadar büyük, kapsamlı ve paydaşlar açısından ne kadar karmaşık olduğunu belirler. Bu kriterler, projenin yönetiminde karşılaşılabilecek potansiyel zorlukları öngörmeyi sağlar.

Boyut:

  • Bütçe: Projenin toplam maliyeti nedir? Büyük projeler, genellikle daha fazla kaynak gerektirir ve daha karmaşıktır.
  • Kaynaklar: Proje için kaç kişi, hangi ekipmanlar ve diğer kaynaklar gereklidir?

Kapsam:

  • Özellikler: Projenin kaç farklı özelliği veya bileşeni vardır? Daha fazla özellik, projenin karmaşıklığını artırır.
  • Alanlar ve Yerler: Proje hangi coğrafi bölgeleri kapsıyor? Farklı lokasyonlar, koordinasyonu zorlaştırabilir.

Paydaşlar:

  • Sayısı: Projeden etkilenen kaç iç ve dış paydaş var? Paydaş sayısı arttıkça, iletişim ve koordinasyon gereksinimleri de artar.
  • Uyum: Kilit paydaşlar projeyi destekliyor mu? Çoğunluğun projeye olumlu bakması, projenin daha sorunsuz ilerlemesini sağlar.

2. Belirsizlik

Belirsizlik, bir projenin karşılaşabileceği risklerin ve bilinmezliklerin derecesini belirler. Yüksek belirsizlik, proje yönetiminde daha fazla esneklik ve dikkat gerektirir.

Yenilik:

  • Önceki Deneyim: Proje daha önce yapıldı mı? Yeni projeler, genellikle daha yüksek belirsizlik içerir.
  • Bilgi: Proje hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Daha az bilgi, daha fazla belirsizlik demektir.

Netlik:

  • Özelliklerin Netliği: Projenin özellikleri ne kadar belirgin? Özelliklerin değişmesi bekleniyor mu?
  • Bütçe ve Kaynaklar: Yeterli bütçemiz ve kaynağımız var mı? Bütçe belirsizliği, proje riskini artırır.

Projeleri yukarıdaki kriterlere göre kategorize etmek, proje yönetim stratejilerini belirlemede yardımcı olur. Örneğin:

  1. Basit Projeler:
    • Düşük karmaşıklık ve düşük belirsizlik içerir.
    • Genellikle küçük bütçeli, az sayıda paydaşın olduğu ve önceden deneyim sahibi olunan projelerdir.
    • Standart proje yönetim yöntemleri yeterlidir.
  2. Karmaşık Projeler:
    • Yüksek karmaşıklık ve düşük belirsizlik içerir.
    • Büyük bütçeli, çok sayıda paydaşın olduğu, ancak özelliklerin ve bütçenin net olduğu projelerdir.
    • Detaylı planlama ve koordinasyon gerektirir.
  3. Belirsiz Projeler:
    • Düşük karmaşıklık ve yüksek belirsizlik içerir.
    • Küçük bütçeli, az sayıda paydaşın olduğu, ancak yenilikçi ve daha önce deneyimlenmemiş projelerdir.
    • Esnek ve adaptif yönetim yaklaşımları gerektirir.
  4. Yüksek Riskli Projeler:
    • Yüksek karmaşıklık ve yüksek belirsizlik içerir.
    • Büyük bütçeli, çok sayıda paydaşın olduğu ve yenilikçi projelerdir.
    • Proje yönetimi için risk yönetimi ve sıkı kontrol mekanizmaları gerektirir.

Diğer Kategorizasyon Tipleri

Bir çok proje genellikle verimlilik, sürdürülebilirlik ve dönüştürücü projeler olarak kategorize edilir. Her kategori, kendine özgü özellikler ve yönetim yaklaşımları gerektirir.

Verimlilik Projeleri

Verimlilik projeleri, kuruluşun günlük operasyonlarını daha verimli hale getirmeyi amaçlar. Bu projeler, süreç mühendisliği, BT yükseltmeleri, uyumluluk ve düzenlemeler gibi zorunlu projeleri içerir. Verimlilik projelerinde belirsizlik oldukça düşüktür ve bu projelerin başarısı neredeyse %100 olmalıdır. Başarısızlık, organizasyonel performansa doğrudan zarar verebilir. Bu projelerin yönetimi genellikle düşük veya orta düzeyde karmaşıklık içerir, ancak organizasyonun büyük bölümlerini etkileyebilir.

Sürdürülebilirlik Projeleri

Sürdürülebilir projeler, kuruluşun büyüme ve genişleme hedeflerine hizmet eder. Bu projeler, yeni ürünler ve hizmetler geliştirmek, satın almalar gerçekleştirmek ve yeni dağıtım ve satış kanalları oluşturmak gibi faaliyetleri kapsar. Sürdürülebilir projelerde belirsizlik orta ila yüksek düzeydedir ve proje liderlerinin, projeye başlamadan önce kapsamlı bir iş gerekçesi oluşturması, gereksinimleri belirlemesi ve ortak beklentiler oluşturması gereklidir. Bu projelerde %75 civarında bir başarı oranı kabul edilebilir. %100 başarı oranı, kuruluşun yeterince risk almadığını gösterebilir.

Dönüştürücü Projeler

Dönüştürücü projeler, kuruluşun geleceğini inşa eden radikal yeniliklerdir. Bu projeler, yeni teknolojiler geliştirmeyi, yeni iş modellerini benimsemeyi ve endüstrileri bozmayı içerir. Dönüştürücü projeler, en riskli ve en yenilikçi projelerdir. Başarıları, karmaşık işbirliği koşulları, yüksek yaratıcılık ve risk paylaşımına bağlıdır. Bu projeler, kuruluşun uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşması için kritik öneme sahiptir.

Projeleri verimlilik, sürdürülebilirlik ve dönüştürücü projeler olarak kategorize etmek, her projenin gerektirdiği yönetim yaklaşımlarını belirlemekte yardımcı olur. Bu kategoriler, proje liderlerine ve yöneticilerine, projelerin karşılaşabileceği zorlukları öngörme ve bu zorlukları yönetme konusunda rehberlik eder. Her proje kategorisi, farklı risk ve belirsizlik seviyelerine sahip olduğundan, proje yönetimi stratejileri de bu özelliklere uygun şekilde uyarlanmalıdır. Bu sayede kuruluşlar, hem kısa vadeli operasyonel verimliliklerini artırabilir hem de uzun vadeli büyüme ve dönüşüm hedeflerine ulaşabilirler.

Projelerin karmaşıklık ve belirsizlik kriterlerine göre doğru bir şekilde kategorize edilmesi, proje yönetim süreçlerinin daha etkili ve verimli olmasını sağlar. Bu sayede projeler, karşılaşabilecekleri zorluklara daha hazırlıklı olur ve başarılı bir şekilde tamamlanma şansları artar. Proje yöneticileri, bu kriterleri dikkate alarak stratejilerini belirlemeli ve projelerini uygun şekilde yönetmelidir.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Proje Yönetimi Metodolojisi ve Conway Yasası

Conway Yasası ile proje yönetimi metodolojisi arasında önemli ilişkiler kurulabilir. Bu ilişki, organizasyonun yapısının ve iletişim şeklinin, proje yönetim metodolojisinin nasıl uygulanacağını ve projelerin nasıl sonuçlanacağını etkileyebileceğini gösterir. 

Organizasyonel Yapı ve Proje Ekipleri

Conway Yasası’na göre, bir organizasyonun yapısı, tasarlanan sistemlerin yapısını etkiler. Bu prensip, proje yönetiminde de geçerlidir. Organizasyonel yapı, proje ekiplerinin nasıl oluşturulduğunu, ekip üyeleri arasındaki etkileşimi ve proje süreçlerinin nasıl yönetileceğini belirler.

Örnek: Matris organizasyon yapısına sahip bir şirkette, ekip üyeleri birden fazla projede çalışabilir ve çeşitli yöneticilere rapor verebilir. Bu durum, proje yönetim metodolojisinin uygulanmasında esneklik ve işbirliği gerektirebilir.

İletişim ve Bilgi Akışı

Conway Yasası, organizasyon içindeki iletişim yapılarının, sistemlerin mimarisini nasıl etkilediğini vurgular. Proje yönetimi metodolojileri, iletişim planlarının ve bilgi akışının etkin bir şekilde düzenlenmesini gerektirir. Organizasyonun iletişim yapısı, proje yönetim metodolojisinin nasıl uygulanacağını doğrudan etkiler.

Örnek: Agile metodolojisinin uygulandığı bir projede, sık sık yapılan stand-up toplantıları ve sürekli geri bildirim döngüleri, ekipler arasındaki iletişim ve işbirliğini artırır. Organizasyonun bu tür bir iletişim yapısını desteklemesi, Agile metodolojisinin başarısını artırabilir.

Modüler ve Entegre Yaklaşım

Conway Yasası, modüler tasarımın önemini vurgular. Benzer şekilde, proje yönetim metodolojileri de projeleri yönetilebilir parçalara (aşamalara, fazlara veya sprintlere) bölmeyi amaçlar. Organizasyonun modüler bir yaklaşıma uygun yapıda olması, proje yönetim metodolojilerinin daha etkin uygulanmasını sağlar.

Örnek: Waterfall metodolojisinde, projeler belirli aşamalar halinde ilerler. Her aşamanın tamamlanması, bir sonraki aşamanın başlamasını sağlar. Organizasyonun bu tür aşamalı bir yapıya uygun olması, metodolojinin başarılı uygulanmasını kolaylaştırır.

Adaptasyon ve Değişim Yönetimi

Conway Yasası, organizasyon yapısındaki değişikliklerin, sistem tasarımı üzerinde etkili olacağını belirtir. Proje yönetiminde de organizasyonel değişiklikler, projelerin yönetim metodolojisini ve uygulanmasını etkileyebilir. Değişim yönetimi stratejilerinin benimsenmesi, proje yönetim metodolojisinin esnek ve uyumlu olmasını sağlar.

Örnek: Bir organizasyon, geleneksel proje yönetiminden Agile metodolojisine geçiş yapıyorsa, bu değişiklik organizasyon yapısında ve kültüründe de değişiklikler gerektirir. Eğitimler, yeni araçlar ve süreçler bu geçişi desteklemelidir.

Kültürel Uyum ve İşbirliği

Conway Yasası, organizasyonun kültürel ve yapısal özelliklerinin, sistemlerin tasarımına yansıyacağını vurgular. Proje yönetim metodolojileri de organizasyonun kültürel yapısıyla uyumlu olmalıdır. İşbirliği, açık iletişim ve takım çalışması gibi kültürel değerler, proje yönetim metodolojilerinin etkinliğini artırır.

Örnek: Scrum metodolojisi, ekip içi işbirliğini ve sürekli iyileştirmeyi teşvik eder. Organizasyon kültürü, bu değerleri desteklediğinde, Scrum metodolojisi daha başarılı bir şekilde uygulanabilir.

Conway Yasası, proje yönetimi metodolojilerinin organizasyon yapılarıyla nasıl ilişkilendirileceğini anlamamıza yardımcı olur. Organizasyonun yapısı ve iletişim biçimleri, proje yönetim metodolojilerinin seçimini, uygulanmasını ve başarısını doğrudan etkiler. Bu nedenle, proje yönetiminde organizasyon yapısının ve iletişim kanallarının dikkatlice değerlendirilmesi, metodolojilerin etkinliğini artırabilir.,

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Sorumlu Proje Yönetimi

Sorumlu Proje Yönetimi (Responsible Project Management), projelerin farklı yönlerini dikkate alarak daha etik ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemeyi amaçlar. Bu yaklaşımın temel prensipleri ve açıklamaları aşağıdadır;

  1. Amaç (Purpose): Projelerin altında yatan amaçları farklı perspektiflerden tanımlamak ve anlamak. Proje Yöneticileri, projenin nihai hedeflerini ve geniş kapsamlı amaçlarını derinlemesine kavramalıdır.
  2. Farkındalık (Awareness): Projelerin olası etkileri ve sonuçları hakkında bilinç yaratmak. Proje Yöneticileri, projelerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini değerlendirmeli ve bu bilgileri paydaşlarla paylaşmalıdır.
  3. Katılım (Engagement): Geniş bir paydaş yelpazesiyle etkileşime geçmek ve ortak çıkarları teşvik etmek. Projeler, ilgili tüm tarafların katılımını ve işbirliğini gerektirir.
  4. Merak (Curiosity): Karmaşıklık, çatışma ve beklenmedik sonuçlarla yüzleşmek için meraklı olmak. Proje yöneticileri, sürekli öğrenme ve keşfetme içinde olmalıdır.
  5. Belirsizlik (Uncertainty): Belirsizlikleri tanımak ve yeni bilgilerin paylaşılmasını teşvik etmek. Belirsiz durumlarla başa çıkmak için açıklık ve şeffaflık önemlidir.
  6. Öngörü (Anticipation): Değişiklikleri öngörmek, yaratıcılığı değerlendirmek ve bilinçli kararlar almak için önemlidir. Proje yöneticileri, gelecekteki trendleri ve olası senaryoları değerlendirerek proaktif olmalıdır.
  7. Şeffaflık (Transparency): Vizyon, düşünce ve duyguların paylaşımını teşvik ederek şeffaflık sağlamak. Bu, tüm paydaşların projenin her aşamasında bilgilendirilmesini ve dahil edilmesini içerir.
  8. Koruyuculuk (Stewardship): İnsan ve çevresel kaynakların etik bir şekilde yönetilmesini teşvik etmek. Sürdürülebilirlik, proje yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır.
  9. Denge (Balance): İnsan, gezegen ve kâr ihtiyaçları arasında denge aramak. Kısa, orta ve uzun vadeli hedefler arasında uyum sağlamak, sorumlu proje yönetiminin temelidir.

Bu prensipler, projelerin daha sorumlu ve etik bir şekilde yönetilmesine olanak tanırken, aynı zamanda sürdürülebilir ve kapsayıcı sonuçlar elde etmeyi hedefler. Proje yöneticileri, bu prensipleri benimseyerek projelerini daha başarılı ve etkili bir şekilde yönetebilir.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Bilişim Projelerinde Spiral Modeli

Incremental and spiral model - 63 photo

Spiral model, tasarım ve geliştirme faaliyetlerinde yinelemeli ve prototip yaklaşımların bir kombinasyonunu kullanan, risk odaklı bir süreç modelidir ve döngüseldir.

Temel olarak dört kadrandan oluşur: planlama, risk analizi, mühendislik ve değerlendirme. Her çeyrek, geliştirmeye değer katar ve bir çeyreğin atlanması, ekibin bir veya daha fazla varsayımda bulunduğunu ve dolayısıyla projeyi riske attığını gösterir.

Kadranlar

  • Hedefleri belirleme ve planlama: Geliştirmenin hedefleri tanımlanır ve bu yineleme için gereksinimler toplanır.
  • Riskleri analiz etme ve çözüm üretme: Bu yinelemeyle ilişkili riskler tanımlanır, çözülür veya hafifletilir.
  • Geliştirme ve test etme: Gerekli özelliklerle birlikte teknoloji tasarlanır, geliştirilir, test edilir ve devreye alınır. Çalışan bir ürün çıkar.
  • Bir sonraki yinelemeyi değerlendirme ve planlama: Kullanıcılardan geri bildirim alınır. Geri bildirim, potansiyel iyileştirmeleri belirlemek için kullanılacak ve sonraki aşamanın planlanması için girdi olarak kullanılacaktır.

Avantajlar

  • Risk analizi her yinelemede kapsamlı bir şekilde yapıldığından daha iyi risk yönetimi yapılır.
  • Erken yinelemeler sırasında kazanılan bilginin sonraki yinelemeleri iyileştirmek için kullanıldığı deneyim yoluyla öğrenmeyi vurgular.
  • Paydaşlar prototipi erken görebildikleri için gerçekleşen ilerleme görülebilir.
  • Gelişimin tüm aşamalarına yönelik daha fazla kontrol sağlanır.
  • Bilgi aktarımını kolaylaştırmak için geliştirme süreci belgelenir.
  • Model, geç aşamalarda eklenebilecek daha fazla özellik veya işlevsellik için ölçeklenebilirliği destekler.

Dezavantajlar

  • Döngü sayısı belirsizdir.
  • Karmaşık yönetim, aşırı dokümantasyon ve birçok ara aşama nedeniyle potansiyel olarak yüksek maliyetler ortaya çıkabilir.
  • Risk değerlendirmesi sırasında başta teknik bilgi olmak üzere pek çok kaynağın katılımı gerekir.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler