Kategori arşivi: Zaman Yönetimi

Projelerde %90 Sendromu

Bir proje, yüzde 90 tamamlanmış gibi görünse de, kalan yüzde 10’luk kısmı beklenenden çok daha uzun sürer ve projeyi tamamlama süresi uzar.

90% Sendromu’nun Özellikleri ve Nedenleri

  1. İlerleme Yanılsaması:
    • Projenin büyük bir kısmı tamamlanmış gibi görünse de, en karmaşık veya belirsiz olan kısımlar genellikle sona kalır. Bu nedenle, proje ilerleme raporlarında proje neredeyse bitmiş gibi gösterilir, ancak tamamlanma aşaması sürekli ertelenir.
  2. İşlerin Karmaşıklığı:
    • Projeler ilerledikçe, başlangıçta tahmin edilmeyen sorunlar ortaya çıkabilir. Bu, özellikle karmaşık projelerde daha belirgindir ve projeyi tamamlamak için gereken zaman ve çabayı artırır.
  3. Yetersiz Planlama:
    • Eksik bir kapsam analizi veya yanlış kaynak tahsisi, projenin son aşamalarında gecikmelere yol açar. Ayrıca, nihai testler, entegrasyonlar veya kalite kontrol gibi tamamlayıcı adımlar, beklenenden daha uzun sürebilir.
  4. İletişim ve Koordinasyon Eksikliği:
    • Projenin son aşamalarında, ekipler arasında daha sıkı bir koordinasyon gerekebilir. İletişim eksikliği, görevlerin tamamlanmasını ve projeyi kapatmayı geciktirir.
  5. Motivasyon Kaybı:
    • Projenin bitmesine az kalmış gibi görünmesi, ekipte bir rahatlama yaratabilir ve bu da son aşamadaki çalışma temposunu düşürebilir.

90% Sendromu’nu Yönetmenin Yolları

  1. Gerçekçi Durum Raporlaması:
    • Projenin durumunu daha doğru yansıtmak için detaylı bir metrik sistemi ve ilerleme raporlaması kullanılmalıdır.
  2. Ara Dönüm Noktaları:
    • Proje boyunca net ve ölçülebilir ara hedefler belirlemek, proje yöneticilerine ve ekiplere gerçek ilerlemeyi izleme ve gerekli müdahaleleri yapma imkânı tanır.
  3. Esnek Zaman Planı:
    • Proje zaman çizelgeleri, her zaman beklenmedik sorunlar için bir tampon içerir. Projenin en son aşamalarına yeterli zaman ve kaynak tahsis edilmelidir.
  4. Sürekli İletişim ve Koordinasyon:
    • Ekipler arasında sürekli ve etkili iletişim, projeyi tamamlamanın önündeki engelleri hızlıca tespit etmeye ve çözmeye yardımcı olur.

90% Sendromu, çoğu projede görülen bir tuzaktır ve iyi bir proje yönetimi yaklaşımı, bu sendromu en aza indirerek projelerin zamanında ve başarıyla tamamlanmasını sağlar.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Proje Yönetiminde Parkinson Yasası

Parkinson Yasası, proje yönetimi ve iş yönetimi bağlamında, bir görevin tamamlanması için verilen sürenin görevin tamamlanma süresini belirleyeceğini ifade eden bir ilkedir. Bu yasa, 1955 yılında İngiliz tarihçi ve yazar Cyril Northcote Parkinson tarafından formüle edilmiştir ve basit bir ifadeyle şöyle der:

“Bir iş, ona ayrılan sürenin tamamını dolduracak şekilde genişler.”

Bu yasa, zaman yönetimi, kaynak planlaması ve projelerin zamanında tamamlanması açısından kritik öneme sahiptir.

Parkinson Yasası Nedir?

Parkinson Yasası, görev veya proje süresi ne kadar uzunsa, çalışmanın da o kadar uzayacağını ve sürenin tamamını dolduracağını belirtir. Yani, bir göreve gereğinden fazla süre verilmesi, görevin daha uzun sürede tamamlanmasına yol açar. Bu durum, proje sürelerinde gereksiz uzamalara, kaynak israfına ve genel verimlilik kaybına neden olabilir.

Örneğin:

  • Bir projeye 4 hafta süre verildiğinde, proje genellikle 4 hafta sürecektir, çünkü ekip üyeleri, bu süreyi dolduracak şekilde çalışır.
  • Aynı proje için 2 hafta süre verilseydi, görevlerin daha hızlı tamamlanması muhtemel olurdu.

Parkinson Yasası’nın Proje Yönetimindeki Etkileri

Parkinson Yasası, proje yönetiminde aşağıdaki konularda önemli etkiler yaratır:

  1. Verimsizlik ve Zaman İsrafı
  • Gereğinden fazla süre verilmesi, ekiplerin yavaşlamasına ve işleri son dakikaya bırakmasına neden olabilir.
  • Çalışanlar, kendilerine tanınan tüm süreyi kullanma eğilimindedir, bu da işlerin gereksiz yere uzamasına ve verimsizliğe yol açar.
  1. Proje Gecikmeleri
  • Parkinson Yasası, proje gecikmelerinin ana sebeplerinden biri olabilir. Gereğinden fazla zaman tanındığında, proje ekipleri daha yavaş çalışabilir ve işleri tamamlamak için verilen sürenin tamamını kullanabilir.
  • Süreçlerdeki bu uzamalar, projenin genel bitiş tarihini etkileyebilir ve projelerin zamanında tamamlanmamasına yol açabilir.
  1. Maliyet Artışı
  • İşlerin gereksiz yere uzaması, proje maliyetlerini artırabilir. Daha fazla zaman ve kaynak kullanımı, bütçenin aşılmasına neden olabilir.
  • Örneğin, bir ekip üyesinin görevini 3 günde tamamlayabilecekken 5 güne yayması, ekstra maliyetler ve kaynak tüketimi anlamına gelir.
  1. Kalite Üzerinde Olumsuz Etki
  • Gereğinden fazla zamanın varlığı, projelerde kalite sorunlarına yol açabilir. Ekipler, işleri hızlandırmak yerine işleri genişleterek daha fazla hata yapma eğiliminde olabilir.
  • Daha fazla süre olduğunda, “son dakika düzeltmeleri” gibi aşırı revizyonlar veya gereksiz detaylarla uğraşılabilir.

Parkinson Yasası’na Karşı Stratejiler

Parkinson Yasası’nın etkilerini minimize etmek ve projelerin daha verimli bir şekilde tamamlanmasını sağlamak için kullanılabilecek stratejiler şunlardır:

  1. Zaman Kısıtlaması ve Net Son Tarihler Belirleme
  • Görevler ve projeler için daha sıkı ancak gerçekçi zaman kısıtlamaları koyarak, ekiplerin işleri hızlı ve verimli bir şekilde tamamlamalarını sağlayabilirsiniz.
  • Kısa süreli ve iyi tanımlanmış son tarihler, ekiplerin odaklanmasını artırır ve gereksiz zaman israfını engeller.
  1. Pareto İlkesi (80/20 Kuralı) Uygulama
  • Pareto İlkesi, bir işin %80’inin, toplam sürenin %20’sinde tamamlanabileceğini belirtir. Bu ilkeye göre, işlerin en önemli kısımlarına odaklanmak ve hızlı sonuçlar almak mümkündür.
  • Projelerde işlerin en kritik kısımlarına odaklanmak ve bunları mümkün olan en kısa sürede tamamlamak, Parkinson Yasası’nın etkilerini azaltabilir.
  1. Zaman Kutucukları (Time Boxing) Uygulama
  • Belirli bir görevin tamamlanması için sabit bir süre (zaman kutusu) belirleyerek, ekiplerin bu sürede görevi bitirmesini teşvik edin.
  • Zaman kutucukları, görevlerin daha hızlı tamamlanmasını ve gereksiz detaylarla uğraşılmamasını sağlar.
  1. İşleri Küçük Görevlere Bölme
  • Büyük görevleri daha küçük, yönetilebilir parçalara bölmek, işleri daha hızlı tamamlamaya ve süreçleri daha iyi izlemeye olanak tanır.
  • Küçük görevler, ekiplerin daha odaklı çalışmasını ve işleri kısa sürede tamamlamasını teşvik eder.
  1. Sürekli İyileştirme ve Geri Bildirim Döngüleri
  • Ekiplerin performansını ve süreçlerin etkinliğini sürekli olarak değerlendirmek, proje yönetiminde daha etkili bir zaman yönetimi sağlar.
  • Hızlı geri bildirim döngüleri ve sürekli iyileştirme, ekiplerin zamanını daha iyi yönetmesine ve daha verimli çalışmasına olanak tanır.
  1. Parkinson Yasası’na Karşı Farkındalık Yaratma
  • Ekip üyeleri arasında Parkinson Yasası’na dair farkındalık yaratmak, onların işleri daha verimli ve hızlı tamamlamalarını teşvik edebilir.
  • Bu yasayı anlamak, ekiplerin kendi çalışmalarında zaman yönetimini daha etkili bir şekilde uygulamalarına yardımcı olur.

Parkinson Yasası’nın Projelerdeki Önemi

  • Verimlilik Artışı: Gereksiz zaman tüketiminin önüne geçmek, ekiplerin verimliliğini artırır ve proje süreçlerini daha etkili hale getirir.
  • Maliyetlerin Düşürülmesi: Süreçlerin daha hızlı tamamlanması, maliyetlerin düşmesine yardımcı olur ve projelerin bütçeye uygun ilerlemesini sağlar.
  • Zamanında Teslimat: Projelerin ve görevlerin zamanında tamamlanması, müşteri memnuniyetini artırır ve iş hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunur.

Parkinson Yasası, projelerde işlerin gereksiz yere uzamasına ve verimsiz çalışmalara yol açan önemli bir faktördür. Bu yasa, proje yönetiminde etkili zaman ve kaynak yönetimi stratejileri ile ele alınmalıdır. Zaman kısıtlamaları, hedeflerin net bir şekilde belirlenmesi ve sürekli iyileştirme gibi stratejilerle Parkinson Yasası’nın etkileri azaltılabilir ve projelerin daha verimli bir şekilde tamamlanması sağlanabilir.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Projelerde Takt Zamanı

Takt, bir sürecin ya da projenin belirli bir hızda yürütülmesi gereken zaman dilimini tanımlayan bir kavramdır. Takt Zamanı (Takt Time), bir ürünün veya hizmetin belirli bir talep hızında, düzenli ve sürekli bir şekilde üretilebilmesi için gereken süreyi ifade eder. Almanca “vuruş” veya “tempo” anlamına gelen “takt”, üretim hattındaki ya da proje süreçlerindeki çalışma temposunu tanımlamak için kullanılır. Bir orkestra şefinin müziğin temposunu belirlemesi gibi, takt zamanı da projelerin ve üretim süreçlerinin ritmini belirler.

Takt zamanı, müşteri taleplerine göre hesaplanır ve ürün veya hizmetin müşteriye sunulması için gerekli olan süreyi optimize eder. Örneğin, bir üretim hattında takt zamanı, belirli bir süre içinde üretilmesi gereken ürün sayısına göre ayarlanır ve bu, sürekli ve dengeli bir üretim akışı sağlar. Takt Yaklaşımı, projelerde bu kavramın uygulanmasıyla, belirli bir tempoda sürekli bir çalışma akışı oluşturmayı ve projenin zamanında tamamlanmasını hedefler.

Takt Yaklaşımının Temel İlkeleri

  1. Takt Zamanının Tanımlanması:
    • Takt zamanı, bir iş veya görevin belirli bir süre içinde tamamlanmasını ifade eder ve müşteri talebine göre belirlenir.
    • Bu zaman, projenin temposunu belirler ve her iş adımının bu tempoya uygun olarak gerçekleştirilmesini sağlar.
  2. Sürekli Akış:
    • Takt yaklaşımı, proje sürecinde kesintisiz ve dengeli bir akış sağlamayı hedefler.
    • İş adımları arasında boşluklar veya gecikmeler olmadan, her bir iş adımı belirlenen takt zamanına uygun olarak gerçekleştirilir.
  3. Standartlaştırma ve Tekrarlanabilirlik:
    • Takt yaklaşımı, iş adımlarını standartlaştırır ve her bir iş adımının belirlenen takt zamanında tekrarlanabilir olmasını sağlar.
    • Bu standartlaştırma, sürecin daha verimli hale gelmesini ve kalite sapmalarının önlenmesini sağlar.
  4. Kaynakların Optimum Kullanımı:
    • Takt yaklaşımı, kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını amaçlar.
    • Her bir iş adımı için gerekli kaynaklar belirlenir ve bu kaynaklar takt zamanına uygun olarak tahsis edilir.
  5. İlerlemenin Sürekli İzlenmesi:
    • Proje süreci boyunca takt yaklaşımı, ilerlemenin sürekli izlenmesini ve gerekli düzeltici önlemlerin alınmasını teşvik eder.
    • Gecikmeler veya sapmalar tespit edildiğinde, proje ekibi derhal müdahale eder ve takt zamanına uygun bir çalışma temposu oluşturur.

Takt Yaklaşımının Projelerde Uygulanması

  1. Takt Zamanının Belirlenmesi:
    • Proje yönetiminde, takt zamanı belirlenirken müşteri talepleri, projenin hedefleri ve işin doğası göz önünde bulundurulur.
    • Takt zamanı, projenin tamamlanması gereken süreye bölünerek hesaplanır ve her bir iş adımının belirlenen takt zamanına uygun olarak tamamlanması sağlanır.
  2. İş Adımlarının Standartlaştırılması:
    • Projede yapılacak her bir iş adımı standartlaştırılır ve takt zamanına uygun olarak tanımlanır.
    • Her bir adım için belirlenen süreye uyulması, projenin planlandığı gibi ilerlemesini sağlar.
  3. Ekiplerin Koordinasyonu:
    • Takt yaklaşımının başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için ekipler arasında etkili bir koordinasyon ve iletişim gereklidir.
    • Ekipler, takt zamanına uygun olarak çalışır ve iş akışında herhangi bir aksama olmaması için sürekli iletişim halinde olur.
  4. İlerlemenin Görselleştirilmesi:
    • Takt yaklaşımında, proje ilerlemesi genellikle görsel araçlar ve panolarla izlenir. Bu, ekip üyelerinin projedeki ilerlemeyi daha net bir şekilde görmesini ve gerektiğinde müdahale etmesini sağlar.
    • Görselleştirme araçları, proje yönetiminde şeffaflığı artırır ve ekip üyelerinin takt zamanına uygun çalışmasını teşvik eder.
  5. Sürekli İyileştirme ve Geri Bildirim:
    • Takt yaklaşımı, sürekli iyileştirmeyi destekler ve ekip üyelerinden düzenli geri bildirim alınmasını teşvik eder.
    • Ekip üyeleri, süreci daha verimli hale getirmek için takt zamanına uygun olarak sürekli iyileştirme fırsatlarını değerlendirir.

Takt Yaklaşımının Avantajları

  1. Daha İyi Zaman Yönetimi:
    • Takt yaklaşımı, proje sürecinin daha iyi planlanmasına ve zamanın etkin bir şekilde kullanılmasına olanak tanır.
    • Her bir iş adımının belirlenen sürede tamamlanması, projenin zamanında ve bütçeye uygun olarak tamamlanmasını sağlar.
  2. Verimlilik Artışı:
    • Standartlaştırılmış iş adımları ve sürekli akış, iş süreçlerinde verimliliği artırır.
    • Takt yaklaşımı, iş akışında gereksiz beklemeleri ve zaman kayıplarını ortadan kaldırarak daha verimli bir çalışma ortamı sağlar.
  3. Kaynakların Etkin Kullanımı:
    • Takt yaklaşımı, kaynakların belirlenen takt zamanına uygun olarak kullanılması için optimize edilmesini sağlar.
    • Bu, maliyetlerin düşürülmesine ve proje kaynaklarının daha etkin bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur.
  4. Kalitenin İyileştirilmesi:
    • Takt yaklaşımı, iş adımlarının tekrarlanabilir ve standart hale getirilmesiyle kaliteyi artırır.
    • Her bir iş adımı, belirlenen takt zamanına uygun olarak gerçekleştirilir ve bu da sapmaların ve hataların minimize edilmesini sağlar.
  5. Ekip Motivasyonunu Artırır:
    • Takt yaklaşımı, ekip üyelerinin görevlerini belirlenen sürede tamamlamaları için net bir rehber sunar ve bu da ekiplerin daha motive olmasını sağlar.
    • Sürekli ilerleme ve iyileşme kültürü, ekiplerin iş tatminini ve bağlılığını artırır.

Takt Yaklaşımı İçin Örnek Senaryolar

  1. İnşaat Projeleri:
    • İnşaat projelerinde takt yaklaşımı, iş adımlarının belirli bir sürede tamamlanmasını sağlamak için kullanılır.
    • Örneğin, bir binanın kat inşaatı her hafta belirlenen takt zamanına göre planlanır ve iş adımları bu süreye uygun olarak gerçekleştirilir.
  2. Yazılım Geliştirme Projeleri:
    • Yazılım geliştirme projelerinde, belirli bir fonksiyonun veya modülün tamamlanması için takt zamanları belirlenebilir.
    • Her bir geliştirme aşaması, belirlenen takt zamanına uygun olarak gerçekleştirilir ve proje ilerlemesi sürekli izlenir.
  3. Üretim Hattı Projeleri:
    • Üretim hattında, takt yaklaşımı belirli bir ürünün üretim hızını belirlemek için kullanılır.
    • Her bir üretim adımı için takt zamanı belirlenir ve ürünlerin sürekli bir akış içinde üretilmesi sağlanır.

Takt Yaklaşımının Projelerdeki Önemi

  • Zamanında Teslim: Takt yaklaşımı, projelerin zamanında tamamlanmasını sağlamak için etkin bir araçtır. Projenin her aşaması için belirlenen takt zamanına uygun çalışmak, teslim tarihlerine uyulmasını ve proje hedeflerine ulaşılmasını sağlar.
  • Verimlilik ve Kalite: Standartlaştırılmış iş adımları ve sürekli akış, hem verimliliği hem de kaliteyi artırır. Her bir iş adımı belirlenen takt zamanında tamamlandığında, proje süreçleri daha öngörülebilir ve yönetilebilir hale gelir.
  • Maliyetlerin Azaltılması: Takt yaklaşımı, iş süreçlerinde gereksiz zaman kaybını ve kaynak israfını önler, böylece proje maliyetlerinin düşürülmesine katkıda bulunur.
  • Ekip İletişimini ve İşbirliğini Artırır: Takt yaklaşımı, ekip üyeleri arasında etkili bir iletişim ve işbirliği gerektirir. Bu da ekiplerin daha uyumlu ve organize bir şekilde çalışmasını sağlar.

Takt Yaklaşımı, projelerde sürekli ve dengeli bir iş akışı sağlamak için kullanılan etkili bir zaman yönetimi ve verimlilik artırma stratejisidir. Takt zamanının belirlenmesi ve bu tempoya uygun çalışma, projelerin zamanında, bütçesine uygun ve yüksek kaliteyle tamamlanmasını sağlar. Takt yaklaşımı, üretim süreçlerinde olduğu kadar proje yönetimi, inşaat ve yazılım geliştirme gibi farklı alanlarda da başarıyla uygulanabilir ve proje yönetiminde etkin bir sonuç odaklılık sağlar.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Proje Yönetiminde Kilometre Taşı Trend Analizi (Milestone Trend Analysis – MTA)

Kilometre Taşı Trend Analizi (MTA), proje yönetiminde kilometre taşlarının takibi ve analizi için kullanılan güçlü bir araçtır. Projelerin zamanında ve belirlenen spesifikasyonlara uygun olarak tamamlanmasını sağlamak amacıyla, kilometre taşlarının ilerleyişini izlemek ve değerlendirmek için kullanılır. MTA, projenin teslim tarihlerine genel bir bakış sunarak, olası gecikmelerin veya öngörülen tarihlerden erken tamamlamaların tespit edilmesine yardımcı olur. Bu analiz, proje yönetiminde proaktif karar almayı ve süreç boyunca gerekli önlemleri erken aşamada almayı mümkün kılar.

Kilometre Taşı Trend Analizi Nedir?

Kilometre Taşı Trend Analizi (Milestone Trend Analysis – MTA), bir projenin kilometre taşlarının ilerleyişini izlemek ve proje teslimatlarının plana uygun olup olmadığını değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir. Bu analiz yöntemi, belirli aralıklarla proje kilometre taşlarının durumu hakkında bilgi toplar ve bu bilgileri grafiksel olarak sunar. MTA, kilometre taşlarının gecikme veya erken tamamlanma eğilimlerini analiz ederek, proje yöneticisinin gelecekteki sonuçları daha iyi tahmin etmesini sağlar.

Kilometre taşları, projedeki önemli aşamaları temsil eden belirli dönüm noktalarıdır. Bu taşlar, projenin ilerleyişini kontrol etmek ve her bir aşamanın başarıyla tamamlanıp tamamlanmadığını belirlemek için kritik öneme sahiptir. MTA, bu kilometre taşlarının zaman çizelgesi üzerindeki trendlerini izleyerek, projede gecikmelerin yaşanıp yaşanmadığını veya hedeflerin öngörülen tarihten önce tamamlanıp tamamlanamayacağını tespit etmeye yardımcı olur.

Milestone Trend Analysis Chart for Power BI by Nova Silva

Kilometre Taşı Trend Analizinin Amaçları

MTA’nın temel amacı, proje yönetiminde zamanlama kontrolü ve risk yönetimi sağlamaktır. İşte MTA’nın başlıca kullanım amaçları:

  1. Proje Durumuna Hızlı Genel Bakış Sağlama:
    • MTA, projenin son teslim tarihiyle ilgili hızlı ve görsel bir genel bakış sunar. Proje yöneticileri ve paydaşlar, proje kilometre taşlarının plana uygun olup olmadığını hızlıca görebilir ve proje durumu hakkında bilgi edinebilir.
  2. Gecikme veya Erken Tamamlama Eğilimlerini Tespit Etme:
    • MTA, proje kilometre taşlarının zaman içinde nasıl bir eğilim izlediğini gösterir. Bu eğilimler, belirli kilometre taşlarının gecikmeye uğrayıp uğramayacağını veya beklenenden daha erken tamamlanıp tamamlanmayacağını tahmin etmeye yardımcı olur.
  3. Proje Planına Uygunluk Kontrolü:
    • Kilometre taşlarının planlanan tarihlere göre nasıl ilerlediğini kontrol eder. Projenin kilometre taşlarına ulaşıp ulaşmadığını ve bu hedeflerin proje planıyla ne kadar uyumlu olduğunu değerlendirir.
  4. Erken Uyarı Mekanizması Sunma:
    • MTA, proje yöneticilerine potansiyel gecikmeler ve sorunlar hakkında erken uyarılar sağlar. Bu, projenin zamanında tamamlanması için gerekli önlemlerin erken aşamada alınmasına olanak tanır.
  5. İlerleme İzleme ve Raporlama:
    • MTA, projenin ilerleyişini izlemek ve paydaşlara düzenli raporlar sunmak için etkili bir yöntemdir. Bu analiz, proje raporlarına entegre edilerek paydaşlara zamanlama hakkında güncel bilgi sağlar.

Kilometre Taşı Trend Analizinin Bileşenleri

Kilometre Taşı Trend Analizi (MTA), kilometre taşlarının zaman içindeki durumunu izlemek ve bu bilgileri grafiksel olarak sunmak için belirli bileşenlere dayanır. Bu bileşenler, analizin nasıl yapıldığını ve ne tür bilgilerin toplandığını gösterir:

  1. Kilometre Taşları (Milestones):
    • Projenin belirli aşamalarında hedeflenen önemli dönüm noktalarıdır. Her kilometre taşı, proje ilerleyişi açısından kritik bir başarıyı temsil eder. Kilometre taşları genellikle proje planlama aşamasında tanımlanır ve her birinin net bir bitiş tarihi vardır.
    • Örnek: Yazılım geliştirme projesinde, “Tasarım Tamamlandı”, “Kodlama Tamamlandı”, “Test Başladı” gibi kilometre taşları olabilir.
  2. Zaman Çizelgesi (Timeline):
    • MTA, kilometre taşlarının zaman içindeki ilerleyişini izler. Bu nedenle, zaman çizelgesi proje planı ve kilometre taşı tarihlerini içeren bir zaman ekseni sağlar. Bu eksen, projenin başlangıcından itibaren belirli aralıklarla güncellenir.
    • Örnek: Projede her ay kilometre taşlarının durumu gözden geçirilerek, zaman çizelgesi üzerinde ne kadar ilerleme kaydedildiği izlenebilir.
  3. Kilometre Taşı Eğilimleri (Milestone Trends):
    • MTA’nın temel işlevi, kilometre taşlarının zaman içinde nasıl bir eğilim izlediğini ortaya koymaktır. Kilometre taşlarının gecikme eğilimi mi gösterdiği yoksa zamanında mı ilerlediği analiz edilir. Eğilimler genellikle bir grafik üzerinde zaman ekseni boyunca çizilir.
    • Örnek: Bir kilometre taşı başlangıçta belirlenen tarihten 2 hafta ileriye kaydırılmışsa, bu eğilim grafikte bir gecikme olarak gösterilir.
  4. Güncellemeler ve Değerlendirme Noktaları (Updates and Review Points):
    • MTA, düzenli olarak gözden geçirilir ve her kilometre taşının durumu güncellenir. Bu gözden geçirme noktaları, projenin ilerleyişine dair önemli içgörüler sağlar ve yöneticilere bilgi sunar.
    • Örnek: Projede her ay düzenlenen toplantılarla kilometre taşı durumu değerlendirilir ve kilometre taşlarının yeni tahmini tamamlanma tarihleri belirlenir.

Kilometre Taşı Trend Analizi Nasıl Uygulanır?

Kilometre Taşı Trend Analizi’nin uygulanması, proje yöneticilerinin projenin kilometre taşlarına dair trendleri düzenli olarak izlemelerini gerektirir. İşte MTA’nın uygulanmasında izlenecek temel adımlar:

  1. Kilometre Taşlarının Tanımlanması:
  • İlk adım, projenin önemli kilometre taşlarını belirlemektir. Bu kilometre taşları, projenin kritik aşamalarıdır ve proje planında net tarihlerle belirtilir. Her kilometre taşının projenin genel hedeflerine nasıl katkı sağladığı açıkça tanımlanmalıdır.
  • Örnek: “Prototip Tamamlandı”, “İlk Test Sonuçları Alındı”, “Müşteri Onayı Alındı” gibi kilometre taşları tanımlanabilir.
  1. Zaman Çizelgesi Oluşturma:
  • Kilometre taşlarının zaman içinde nasıl ilerlediğini izlemek için bir zaman çizelgesi oluşturulur. Bu çizelge, kilometre taşlarının başlangıçta planlanan tarihleri ve gözden geçirme dönemlerindeki güncel durumlarını içerir.
  • Örnek: Projenin her üç aylık döneminde kilometre taşlarının gözden geçirilmesi planlanabilir.
  1. Düzenli Olarak Durum Güncellemeleri Yapma:
  • Proje ilerledikçe, kilometre taşlarının durumu düzenli olarak güncellenir. Planlanan tarihlerle fiili durum karşılaştırılır ve her kilometre taşı için yeni tamamlanma tahminleri yapılır. Bu güncellemeler, proje yöneticisine ve paydaşlara ilerleme hakkında bilgi verir.
  • Örnek: Her ayın sonunda kilometre taşlarının durumu gözden geçirilir ve herhangi bir gecikme veya ilerleme grafiğe işlenir.
  1. Kilometre Taşı Eğilimlerini İzleme:
  • Kilometre taşlarının zaman içinde nasıl bir eğilim izlediği analiz edilir. Projenin belirli kilometre taşlarında gecikme eğilimleri varsa, bu eğilimler grafiklerde gösterilir ve potansiyel riskler belirlenir.
  • Örnek: Bir kilometre taşının ardışık gözden geçirme noktalarında sürekli ertelendiği gözlemlenirse, bu eğilim potansiyel bir sorun olarak değerlendirilebilir.
  1. Raporlama ve Erken Uyarılar Sunma:
  • Kilometre Taşı Trend Analizi sonuçları düzenli olarak raporlanır. Proje yöneticisi, paydaşlara zamanlama ve kilometre taşları hakkında bilgi verir. Potansiyel gecikmeler veya zamanında tamamlama durumları erken aşamada raporlanarak, gerekli önlemlerin alınması sağlanır.
  • Örnek: Müşteriye düzenli olarak kilometre taşı trend raporları sunulur ve olası gecikmeler hakkında bilgilendirme yapılır.

Kilometre Taşı Trend Analizinin Faydaları

  1. Zaman Yönetimi Sağlar:
    • MTA, proje kilometre taşlarının zamanında tamamlanıp tamamlanmadığını izlemeyi kolaylaştırır. Bu sayede proje yöneticileri, zamanında teslimatları garanti altına alabilir ve olası gecikmelere karşı erken önlem alabilir.
  2. Erken Uyarı Mekanizması:
    • Kilometre Taşı Trend Analizi, proje yöneticilerine potansiyel sorunlar hakkında erken uyarılar sağlar. Kilometre taşlarındaki gecikme eğilimleri, projenin zaman çizelgesini tehdit edebileceğini gösterir ve bu da proaktif önlemler alınmasına olanak tanır.
  3. Proje İlerleyişini Görselleştirir:
    • MTA, proje ilerleyişini grafiksel olarak sunarak paydaşların projeyi daha kolay anlamasını sağlar. Bu görselleştirme, projenin genel zamanlaması hakkında hızlı bir genel bakış sunar.
  4. Daha İyi Karar Verme:
    • MTA ile elde edilen veriler, proje yöneticilerine daha bilinçli ve zamanında kararlar alma imkanı tanır. Bu da projenin genel başarısını artırır.
  5. Paydaş Raporlamasını İyileştirir:
    • MTA, paydaşlara düzenli ve güvenilir bilgi sunarak, projenin ilerleyişi hakkında güncel bilgiler sağlar. Bu da paydaş memnuniyetini artırır ve projenin şeffaf bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunur.

Kilometre Taşı Trend Analizinin Zorlukları

  • Düzenli Güncellemeler Gerektirir: MTA’nın başarılı olabilmesi için düzenli olarak güncellenmesi gereklidir. Bu, sürekli takip ve gözden geçirme süreçlerinin disiplinli bir şekilde yürütülmesini zorunlu kılar.
  • Doğru Tahminler Gerekir: Proje süresince kilometre taşlarının gerçekçi tahminlerle belirlenmesi gerekir. Yanlış tahminler, analizin doğruluğunu etkileyebilir ve yanıltıcı sonuçlar doğurabilir.
  • İzleme ve Değerlendirme Zaman Alabilir: Kilometre taşı trendlerinin düzenli olarak izlenmesi ve raporlanması zaman ve kaynak gerektirebilir.

Uygulama örneği için tıklayınız.

Kilometre Taşı Trend Analizi (MTA), proje yönetiminde zamanlama kontrolü ve kilometre taşlarının ilerleyişini izlemek için güçlü bir araçtır. Proje yöneticilerine ve paydaşlara zamanında bilgilendirme ve erken uyarılar sunarak, projenin zamanında ve planlanan bütçe dahilinde tamamlanmasını sağlamaya yardımcı olur. MTA’nın düzenli olarak uygulanması, proje başarı oranını artırır ve proje yönetimi süreçlerini daha şeffaf ve etkili hale getirir.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Projelerde Zamanında Harekete Geçme İlkesi

Projelerde zamanında harekete geçme ilkesi, projelerin başarılı bir şekilde tamamlanabilmesi için gerekli olan planlama, uygulama ve kontrol süreçlerinin belirli bir zaman çerçevesinde etkin bir şekilde yürütülmesini ifade eder. Zamanında harekete geçme, projelerde gecikmelerin önlenmesi, maliyetlerin kontrol altında tutulması ve projenin belirlenen hedeflere ulaşmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir.

Neden Önemlidir?

  1. Kaynakların Verimli Kullanımı: Projelerde zamanında harekete geçmek, insan, malzeme ve finansal kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlar. Kaynakların etkin yönetimi, proje maliyetlerinin kontrol altında tutulmasına ve israfın önlenmesine yardımcı olur.
  2. Risklerin Azaltılması: Projelerin zamanında başlatılması ve yürütülmesi, olası risklerin erken tespit edilmesini ve bu risklere karşı önlemlerin zamanında alınmasını sağlar. Böylece, projelerde beklenmedik sorunların ortaya çıkma olasılığı azaltılır.
  3. Müşteri Memnuniyeti: Projelerin zamanında tamamlanması, müşteri beklentilerinin karşılanmasına ve müşteri memnuniyetinin artırılmasına katkıda bulunur. Zamanında teslim edilen projeler, şirketin itibarını ve rekabet gücünü artırır.
  4. Proje Ekibinin Motivasyonu: Zamanında harekete geçme, proje ekibinin motivasyonunu ve performansını olumlu yönde etkiler. Belirlenen takvime uyulması, ekip üyelerinin projeye olan bağlılığını artırır ve işlerini daha istekli ve verimli bir şekilde yapmalarını sağlar.

Zamanında Harekete Geçme İçin Stratejiler

  1. Detaylı Planlama: Projelerin başarılı bir şekilde yürütülmesi için detaylı bir proje planı oluşturulmalıdır. Bu plan, projenin tüm aşamalarını, görevleri, sorumlulukları ve zaman çizelgesini içermelidir.
  2. Düzenli İzleme ve Kontrol: Proje ilerlemesi düzenli olarak izlenmeli ve kontrol edilmelidir. Proje yöneticisi, proje performansını değerlendirmek için belirli aralıklarla toplantılar düzenlemeli ve gerekli durumlarda düzeltici önlemler almalıdır.
  3. Etkili İletişim: Proje ekibi ve paydaşlar arasında etkili iletişim sağlanmalıdır. Bilgi akışının kesintisiz ve doğru bir şekilde yapılması, projede yaşanabilecek olası gecikmelerin önüne geçer.
  4. Esnek ve Uyumlu Olma: Projelerde karşılaşılan değişikliklere ve beklenmedik durumlara hızlı ve esnek bir şekilde uyum sağlanmalıdır. Proje planında esneklik payı bırakmak, değişen koşullara daha hızlı tepki verilmesini sağlar.
  5. Risk Yönetimi: Projelerde olası riskler önceden belirlenmeli ve bu risklere karşı önleyici tedbirler alınmalıdır. Risk yönetimi, projelerin zamanında ve başarıyla tamamlanmasına önemli katkılar sağlar.

Zamanında harekete geçme ilkesi, projelerin başarısı için kritik bir faktördür. Bu ilkeye uygun hareket eden projeler, belirlenen hedeflere zamanında ulaşır, maliyetlerini kontrol altında tutar ve müşteri memnuniyetini artırır. Proje yönetiminde bu ilkenin etkin bir şekilde uygulanması, projelerin genel performansını ve başarı oranını önemli ölçüde artırır.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Projelerde Gizli Sorun Çözme

The secret to solving problems: 5 techniques to solve any problem that  comes your way | by Joshua Ventura | Daretowin | Medium

Projelerde bazı sorunlar ciddiyetlerine bağlı olarak müşteriden, paydaşlardan ve yönetimden bile saklanabilirler. Bazen soruna bir çözüm bulunup uygulandıktan sonra bile bilgi verilmeyebilir. Sorunların sessizce çözülmesini istemenin bazı nedenleri olabilir;

  • Müşteri ve/veya paydaşlar soruna aşırı tepki verebilir ve çözüm dikte edebilirler.
  • Müşteri ve/veya paydaşlar soruna aşırı tepki gösterebilir ve mali desteği kesebilirler.
  • Müşteri veya yönetim projeyi iptal edebilir.
  • Sorun çözümü, özel veya gizli bilgilerin ortaya çıkmasına sebep olabilir.
  • Sorunun ortaya çıkması kişilerin kariyerlerini olumsuz etkileyebilir.
  • Sorunun ortaya çıkması şirketin imajına ve itibarına zarar verebilir.
  • Sorunun ortaya çıkmasının yasal sonuçları olabilir.
  • Sorunun gerçek nedenleri bilinmiyor olabilir.
  • Sorun, değer ve çıktılar üzerinde herhangi bir olumsuz etki yaratmadan hızlı bir şekilde çözülebilir düşüncesi.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Proje Yönetiminde Takvimler

Resource Calendars in Exchange Online | Office 365

Proje Yönetiminde Zaman Çizelgesinin doğru hazırlanabilmesi için öncelikle çalışılan ve çalışılmayan zamanların belirlenmesi gerekir. Üç adet takvimi dikkate almamız gerekir;

  • Şirket Takvimi
  • Proje Takvimi
  • Kaynak Takvimi

Şirket Takvimi

Şirketin çalışılan ve çalışılmayan zamanlarını gösterir. Mesai saatleri, resmi tatiller, planlı duruşlar vb. takvimde çalışılmayan zaman olarak işaretlenmelidir.

Proje Takvimi

Proje ekibinin çalışmasının planlandığı günleri, tarihleri ve saatleri gösterir. Çoğunlukla şirket takvimi ile aynıdır. Ancak bazı projeler özelinde farklı çalışma zamanları seçilebilir. Örneğin projenin kritikliği sebebiyle haftanın 7 günü çalışma veya başka bir durumda projeye haftada bir gün ayırma vb.

Proje ekibinin günün hangi saatinde çalışacağını ve projenin hangi gün/saatte çalışmayacağını (örneğin tatiller vb.) gösterir.

Proje takvimi, proje ortamı ve kısıtlamalarından etkilenir. Örneğin, gün boyunca gürültülü çalışma varsa çalışma zamanı değiştirilir, asfalt atma projeleri yalnızca trafiğin az olduğu hafta sonları gerçekleştirilebilir vb.

Kaynak Takvimi

Kaynak Takvimi, belirli bir kaynağın (personel, makineler vb.) çalışacağı günleri, tarihleri ve saatleri gösterir.

Kaynakların birden fazla proje için aynı anda çalışması gerekebilir, belirli bir proje için kullanılabilirlik payları sınırlı olabilir veya personelin planlanmış tatili vb. olabilir.

Kaynak Takvimi, Kaynakların Sağlanması süreci sonrasında netleşir. Kaynaklar netleştikten sonra çalışma durumları doğrultusunda proje takviminde gerekli güncellemeler yapılır.

Proje Takvimi ve Kaynak Takvimleri, proje ortamındaki değişiklikleri ve proje ekibinin kullanılabilirliğini yansıtmak için planlama ve yürütme süreçleri sırasında sürekli olarak güncellenirler. Her iki takvim Proje Yöneticisinin Proje Zaman çizelgesini geliştirmesine yardımcı olur.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Proje Yönetiminde Kaynak Dengeleme

A guide to the fundamentals of resource leveling - Work Life by Atlassian

Projeler, aktivitelerin gerçekleştirilmesi için kaynaklara ihtiyaç duyarlar. Kaynaklar, işin yapılması için gereken işgücü, ekipman ve malzemeleri içerir. İşgücü, mühendisler, programcılar, sistem analistleri vb. kişilerdir. Ekipman, vinçler, test teçhizatları, süreç simülatörleri vb. içerir. Malzemeler, yazılım lisansı, döşenecek tel vb. içerir.

Projelerde kaynaklar sınırsız değildir ve proje ekibinin kaynakların kullanımını ve tüketimini “dengelemesi” gerekir.

Proje yöneticileri, hedefleri mevcut kaynaklarla gerçekleştirilebilecek plan geliştirmek zorundadırlar. Aynı kaynakları kullanmak isteyen farklı operasyonlar ve projeler olduğu için doğru yaklaşım önemlidir.

PMP) resource leveling vs resource smoothing - YouTube

Projenin mevcut kaynaklarla tamamlanabilmesi için zaman çizelgelerini yeniden ayarlamaya Kaynak Dengeleme denir.

Kaynak dengelemenin amacı, projeyi zaman, maliyet ve kapsam kısıtları dahilinde mevcut kaynaklarla en iyi şekilde tamamlamaktır.

Bazen aktivitelerin başlangıç ve bitiş tarihleri ile oynayarak, bitiş tarihini geçmeden dengeleme mümkün olabilir. Bu noktada kaynakların müsaitliğine göre aktivitelerin başlangıç ve bitiş tarihleri değiştirilebilir.

Kaynakların sınırlı olduğu varsayımıyla öncelikli olarak kritik aktivitelerin yapılması tercih edilebilir, daha az kritik aktiviteler ötelenir.

Zaman çizelgesi geliştirilirken öncelikle kaynak sınırı gözetilmez. İdeal plan yapılır daha sonra olası darboğazlar ve sıkıntılar giderilmeye çalışılır. Aktivitelerin süresi çoğu zaman atanan kaynağa göre değişiklik gösterebilir. Bu sebeple dengeleme yapılırken kaynak miktarı ve/veya tüketimi dikkate alınmalıdır.

Proje ekibinin ihtiyaçlarına bağlı olarak, kaynak dengelemenin olası sonuçlar aşağıdaki gibidir;

  • Amaç, mevcut proje son tarihini korumaksa, daha fazla kaynağın kullanılması
  • Hedef, mevcut kaynaklarla projeyi yürütmek ise, projenin son teslim tarihi uzay

Kaynak dengeleme aşağıdaki konularda faydalıdır;

  • Eldeki kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmanızı sağlar. Hangi projelerin ek kaynak gerektirdiğini ve hangilerinin son teslim tarihleri açısından esnek olduğunu değerlendirmenize yardımcı olur.
  • Önemli proje gecikmelerini önleyerek maliyet ve işçilik kayıplarını en aza indirir. Kuruluşun mevcut kapasitesini ve finansal kaynaklarını aşmadan kaynak talebini yönetmenizi sağlar.
  • Fazla kaynak yükleme sorunlarını son tarihleri ayarlayarak önler.
  • Proje çıktıları için aynı kalite seviyesini koruyarak hem kaynakları hem de müşteri beklentilerini yönetmeyi sağlar.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

 

Proje Yönetiminde Trend Analizi

Trend Analysis: Definition, Importance

Trend analizi, proje yöneticilerinin projenin nereye doğru gittiğini daha iyi anlamalarını sağlar. Böylece doğru yolda olduklarından emin olmak için hangi eylemlerin gerçekleştirileceğine karar verebilirler.

Trend analizi, verilerdeki kalıpları(deseni) belirleme ve analiz etme sürecidir. Trend analizinin amacı, mevcut ve gelecekteki ortam hakkında bilgi sağlamaktır. Proje yönetiminde trend analizi, projeleri zamanında ve bütçesinde teslim etmeye yardımcı olacak şekilde neyin işe yarayıp neyin yaramadığını anlamaya yardımcı olur.

Trend analizi, genellikle performans ölçümü için kullanılan proje yönetimi yöntemlerinden biridir.

Proje yöneticilerinin projelerini etkileyebilecek eğilimleri bilmesi ve belirlemesi gerekir. Gelecekte ne olacağını tahmin etmek için trendleri gözlemlemek ve zaman içinde takip edebilmek gerekir.

Trend analizi, proje yöneticilerine, projenin başlangıcından itibaren gerekli aksiyonları alarak önlenebilecek gelecekteki sorunları belirlemelerine ve tahmin etmelerine yardımcı olur.

Proje yöneticileri genellikle projelerindeki eğilimleri analiz etme ve potansiyel riskleri gerçekleşmeden önce belirlemek zorunda kalırlar. Geçmiş olaylara, mevcut eğilimlere ve olası gelecek senaryolarına dayanarak belirli bir durumda ne olacağı hakkında tahminlerde bulunmaları gerekir.

Trend analizi, genellikle bir sonraki adımla ilgili çok fazla belirsizliğin olduğu bir projenin ilk aşamalarında kullanılır. Elde veri olana kadar işlerin nasıl sonuçlanacağından emin olamazsınız. Bu tür bir analiz, projenin nereye ve nasıl gitmesi gerektiğine dair değerli bilgiler sağlar. Gelecekteki sorunları tahmin ederek, daha ortaya çıkmadan onlardan kaçınmak mümkün olabilir.

Trend analizi aşağıdakiler için kullanılır;

  • Kapsam Kontrolü,
  • Zaman Çizelgesi Kontrolü,
  • Maliyet Kontrolü,
  • Kalite Kontrolü,
  • Kaynak Kontrolü,
  • Tedarik Kontrolü.

Trend analizi gerçekleştirmenin ilk adımı, görüşmeler, anketler veya her ikisinin bir kombinasyonu yoluyla veri toplamaktır. Ardından, kilit eğilimler ve aykırı değerler için bulgular analiz edilir. Daha sonra bu bilgiler hakkında şu sorular sorulabilir;

  • Herhangi bir potansiyel sorun veya engel fark ettik mi?
  • Henüz harekete geçmediğimiz için kaçırmış olabileceğimiz fırsatlar var mı?

Trend analizini gerçekleştirdikten sonra, daha sonra ne olacağını (tahminler) içeren bir raporu hazırlanır.

Trend analizi yapmadan önce nasıl kullanılacağını belirlemek gerekir. Trend analizi, belirli bir proje veya sürecin derinlemesine değerlendirmesidir. Ne olduğunu, neden olduğunu ve bu konuda neler yapılabileceğini belirlemeyi amaçlar. Kısacası, ampirik araştırmalarla yanıtlanan ve ileride başvurmak üzere belgelenen bir dizi soru içerir: Hangi veriler analiz edilecek? vb. Trend analizi yapmak için kapsamlı hazırlık çok önemlidir. Alakasız ayrıntılar veya riskler üzerinde zaman kaybetmemek için başlamadan önce tüm mevcut bilgilere sahip olmak gerekir. Durumunuz için yararlı olanı kullanmanız gerekir. Trend analizinin yararlı olmayacağı fark edilirse yapılmamalıdır

Trend analizi gerçekleştirildikten sonra, elde edilen öğrenmelerin nasıl uygulanacağının belirlenmesi gerekir. Örneğin kaçırılan teslim tarihleriyle ilgili bir dersen ortaya çıktığında ekip üyeleriyle ek toplantılar düzenleyerek hemen harekete geçilebilir.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler

Projelerde Geleneksel ve Çevik Tahminleme

How to do agile estimation the right way | InfoWorld

Tahmin, projelerin vazgeçilmez bir unsurudur. Tahminlemenin amacı projeyi başarıyla tamamlamak için gereken çaba ve süreyi belirleyebilmektir. Tahminlemede önemli olan işbirliğini ve ortak anlayışı teşvik etmesidir. Yapılan tahminlerin işin ilerleme hızına ve ekibin performansına göre uyarlanması gerekir.

İş Türleri Arasındaki Hayati Ayrımlar

Süre ve maliyet aşımları, birçok kuruluş için çok önemli sorunlar yaratabiliyor. Her işin aynı olmadığının farkına varmakla başlamak gerekiyor. Yapılan işleri bilgi birikimine ve göreve dayalı çalışmalar olarak ayırabiliriz.

Bilgi birikimi işleri genellikle “düşünmeyi” gerektirir. Bilgi işçileri, “yaşamak için düşünen” insanlar olarak kabul edilirler. Örneğin doktorlar, avukatlar, yazılım geliştiriciler, mühendisler, öğretmenler, hemşireler, finansal analistler ve mimarlar vb. düşünme ve yaratıcılık gerektiren rutin olmayan görevleri yerine getirirler. Kuruluşların bilgi teknolojisine bağımlılıkları arttıkça, bilgi işçilerinin gerekli olduğu alanların sayısı da önemli ölçüde artmıştır.

Geleneksel yaklaşımlar bazı durumlarda bilgi birikimi çalışmalarını yönetmek için uygun olmamaktadırlar. Görev bazlı inşaat sektöründe veya savunma sanayinde plan bazlı yaklaşım daha uygundur. Gereksinimler sabittir ve muhtemelen proje esnasında önemli ölçüde değişmeyecektir. Bu nedenle, çelik kolonları inşa etmenin, parça üretmenin vb. ne kadar süreceğini tahmin edebiliriz. Geleneksel ve çevik yaklaşımda en önemli fark işi yapma sürecini kontrol etme şeklimizdir.

Herhangi bir süreci kontrol etmek için iki ana yaklaşım vardır:

  • Tanımlanmış süreç kontrol modeli
  • Deneysel süreç kontrol modeli

Tanımlanmış süreç kontrol modeli, her bir iş parçasının tamamen anlaşılmasını gerektirir. İyi tanımlanmış bir girdi seti verildiğinde, her seferinde aynı çıktılar üretilir. Tanımlanmış bir süreç başlatılır, tamamlanana kadar çalışma yapılır ve her zaman aynı sonuçları ortaya çıkar. Tanımlanmış süreç kontrol modeli, planlama, koordinasyon ve denetleme yoluyla kontrol sağlar ve uygular. Tanımlanmış süreç kontrol modeli yürütme sırasında yaratıcılık veya “yeni düşünce” gerekmediğinde tercih edilebilir.

Deneysel süreç kontrol modeli ise yetersiz tanımlanmış, öngörülemeyen ve tekrarlanamaz çıktılar üreten süreçler için uygundur. Deneysel bir süreç prova edilemez, ancak sürecin bir sonraki yürütülmesiyle ilgili olabilecek veya olmayabilecek çok sayıda öğrenme, deneyim ve keşif sağlar. Deneysel süreç kontrol modeli, sık denetim ve uyarlama yoluyla kontrol sağlar ve uygular. Deneysel süreç kontrol modeli yürütme sırasında yaratıcılık ve “yeni düşünce” gerekli olduğu durumlarda uygundur.

Modern çeviklik kavramı, “incele ve uyarla” şeklindeki deneysel süreç kontrol modeline dayanır. Buna karşılık, daha tanımlı, daha az yaratıcı ve dinamik süreçler, inşaat ve imalata uygun olan “koordinasyon ve kontrol” tarzına uygundur.

Bilgi birikimine dayalı çalışmalar, doğası gereği yaratıcı deneysel süreçler, “incele ve uyarla” yaklaşımıyla çok daha iyi çalışırlar. Bu yaklaşım, sürekli iyileştirme ve daha büyük değerin sağlanması için hızlı geri bildirim ile öğrenmeyi ve daha kısa döngü sürelerini teşvik eder.

Bilgi birikimi çalışmalarının çıktıları önceden bilinemez ve bu nedenle planlama ve tahmine farklı bir şekilde yaklaşılması gerekir.

Değişikliklerin kaçınılmaz olduğu kabulüne ek olarak, proje koşullarını tahmin ve kontrol edemediğimizde nasıl planlayabilir ve tahmin üretebiliriz?

Uygulayıcıların tahmin ve planlamanın farklı şekilde yapılması gerektiğini kabul etmeleri zordur. Üç önemli nokta vardır;

Sürekli Tahmin

Tahmin, o sırada bilinenlerin en iyisidir ve tahmin etmeyi asla bırakmamak gerekir. GPS kullandığımız düşünelim. Araba sürmek, yaratıcı bir süreç veya kendi başına bir tür bilgi birikimi çalışması olsa da, etrafınızdaki koşulları koordine edemezsiniz. Tüm trafik ışıklarını, hava durumunu ve diğer sürücüleri kontrol etme yeteneğimiz olsaydı, bu tanımlanmış bir süreç olurdu.

Tahmin ve sürüş söz konusu olduğunda, GPS’e varış noktanızı girersiniz ve en gelişmiş tahmin tekniklerini kullanarak size tahmini bir varış zamanı verir. GPS, mevcut sürüş ve trafik koşullarına bağlı olarak tahminini sürekli günceller.

Buradaki en büyük zorluk, yönetimlerin, bir tahmin belirlendikten sonra bunun nihai olduğunu ve insanların bundan sorumlu tutulduğunu kabul eden yaygın hesap verebilirlik kültürüdür. Bu tam olarak GPS’inize size tahmini bir varış zamanı verdiğinde kontrol edilemeyenleri kontrol etmesi gerektiğini söylemek gibidir.

Çevik hareketin güzel ilkelerinden biri, hikaye noktası tahminlerinin taahhütler değil, gelecekteki iyileştirme için çaba tahminleri olmasıdır. Çevik tahminlerin bir başka yönü de, tahminlerin tasarım, oluşturma, test etme ve kabul dahil olmak üzere bir iş öğesinde yer alan tüm çalışmaları kapsamasıdır.

Zamana Karşı Boyut Tahmini

İşi tamamlamak gereken zamandan ziyade iş parçalarının göreceli boyutlarına bakmaktır.

Bazı görevler ilk tahminlere dayalı olarak tahmin edilirler. Diğer görevler, gereken çabaya dayalı olarak, ancak ilk tahminlere göre tahmin edilir. Zamanla, proje ekibi, giderek daha doğru tahminlere yaklaşan gerçekliği telafi etmeyi öğrenir. Deneyimler, giderek daha doğru tahminler doğurur.

Bilgi birikimi çalışmalarında birçok değişen koşula uyum sağlamamız gerektiğinden, tahmini daha istikrarlı bir şeye bağlamamız gerekir.

Göreceli Tahmine Karşı Mutlak Tahmin

Erken mutlak tahmin aptallıktır çünkü eksik bilgiye dayanır. Göreceli tahmin, deneyim biriktikçe sürekli olarak gelişen tahminlerle daha basit bir yaklaşımdır.

Çevik metodolojiler, göreceli tahmin sürecini kolaylaştırmak için yaklaşımlar sunar.

Temel göreceli tahmin uygulamasının ötesinde, düşünmeyi mutlak terimlerden daha uzağa yönlendirmek için elbise boyutları (S, M, L, XL ve XXL vb.), çeşitli hayvanlar (fare, kedi, geyik, kaplan, fil vb.), Fibonacci dizisi (1, 2, 3, 5, 8, 13, 21…) veya belki de değiştirilmiş bir Fibonacci dizisi (0, 0.5, 1, 2, 3, 5, 8…) kullanılır.

Hayattaki her şeyde olduğu gibi, tahminleme başlangıçta hayal edildiğinden daha karmaşık hale gelebilir. Bir proje hem bilgi hem de görev çalışmasını içerebilir. Bu nedenle, tek bir projede bile, her bir çalışma öğesi, görev veya bilgi odaklı veya belki de ikisinin bir karışımı olarak en uygun kategoriye göre düşünülmelidir.

Sonuç

Mutlak tahminler yapmamız istendiğinde kötü performans gösteriyoruz, ancak göreceli tahminlerde fena değiliz. Göreceli tahmin, ekip ve müşteri arasında tartışma ve müzakereyi tetikleyen daha fazla bilinmeyen olduğunda daha da değerlidir.

Yönetimler tahminlerin göreceli olduğunu anlamalıdır. Geçmiş deneyimlerle tahminlerin gelişeceği ve zaman içinde iyileşeceği gerçeğine alışmaları gerekir.

Türkçe eğitimler

İngilizce eğitimler